ÖDP, HALKEVLERİ VE TKP’DEN SEÇİM DEĞERLENDİRMESİ

HALKEVLERİ: Çürümüş iktidarınızı sandık aklamadı, aklamayacak!

ÖDP: Görev Birleşik Bir Muhalefetin Örgütlenmesidir

TKP: Boyun Eğme!

 

Türkiye’de 30 Mart yerel seçimlerine ilişkin açıklama yapan ÖDP, TKP ve Halkevleri’nin açıklamalarını sizlerle paylaşıyoruz.

 

ÖDP: Kazanan Rüşvet Ve Yolsuzluk Lobisidir. Görev Birleşik Bir Muhalefetin Örgütlenmesidir

Yerel seçimler, AKP’nin her düzeyde düşük yoğunluklu savaş yürüttüğü bir ortamda gerçekleştirildi. Sandık da bundan nasibini aldı.
Başbakan’ın balkon fotoğrafında ortaya koyduğu gibi, kazanan iş bitirici, iş götürücü rüşvet ve yolsuzluk lobisidir.
AKP, seçim sonuçlarını erken balkon konuşması ile mutlak zafer olarak ilan etti. Ancak, bu sonuçlar her ne kadar Erdoğan ve AKP’yi güçlendirmiş görünse de mevut krizden çıkışı sağlamayacaktır. Bu sonuçlar, Cumhurbaşkanlığı seçimi öncesi krizin yayılarak derinleşmesi anlamına gelecektir.
Yine bu sonuç, AKP’nin iktidarını yeniden üretme imkanlarının giderek azaldığı ve yönetme gücünün zayıfladığı durumu değiştirecek bir sonuç değildir.Halkın kendi haklarını savunma iradesi, ülkenin bugününde ve geleceğinde belirleyici olmaya devam edecektir.
Sosyalist-devrimci hareketin, güçlü bir alternatif olarak ortaya çıkamadığı koşullarda, etkili bir müdahale imkanı bulmak da mümkün olamıyor. Bu sonuçların tüm devrimcilere, muhalefet güçlerine yüklediği sorumluluk bu durumu değiştirmek için ortak bir iradenin geliştirilmesidir.
Bir süredir tartışmalarını yürüttüğümüz birleşik bir direniş ve dayanışma zemininin oluşturulması çalışmalarımızı hızlandırarak sürdüreceğiz. Tüm muhalefet güçlerine, örgütlü-örgütsüz devrimci-sosyalist güçlere çağrımız bu inisiyatifi birlikte geliştirmektir.
Partimiz seçimlere de birleşik bir muhalefetin geliştirilmesi anlayışla katılmıştır. Yerellerde birleşik halk meclislerine dayanarak ortak adaylar çıkarmaya çalışmıştır. Hopa’da, Defne’de, Arsuz’da, Narlıdere’de, Ankara’da, Edirne’de, Mazgirt’te, Fındıklı, Tonya ve Avanos’ta yürüttüğümüz bu çalışmalar, seçim sonuçları ne olursa olsun, bugüne önemli bir birikim bırakmıştır. Bu noktalardaki sorumluluğumuz şimdi, oluşturmaya çalıştığımız ve iddia olarak ortaya koyduğumuz halk meclislerini geliştirmek olacaktır.
Partimiz bu ortaklıklar içerisinde DHF ile birlikte Mazgirt’te Belediye Başkanlığı’nı kazanmış, Tekin Türkel Belediye Başkanı olmuştur. Avanos’ta ise yerel halk meclisinin CHP’den ortak adayı, ilçe Başkanımız İsmet İnce Belediye Başkanlığı’na seçilmiştir.
Hopa’da hepimiz için üzücü olan bir sonuç ortaya çıkmıştır. Sonuçlardan hepimiz ders çıkarmalıyız. Ancak, her tür ortaklaşma çabasından uzak duran, Hopa’yı AKP zihniyeti ile yönetmeye çalışan bir anlayışta ısrar eden CHP’yi bir yana bırakarak tüm faturayı ÖDP’ye kesmeye çalışmak insafsızlıktır. Öte yandan, Belediye Başkanlığı’nı AKP’nin kazanmış olması Hopa’nın kaybedilmesi anlamına gelmeyecektir. Hopa halkı, bugünü kadar sürdürdüğü direniş ve mücadelesini bundan sonra daha da büyüterek sürdürecek, derelerine, çayına, toprağına sahip çıkmaya devam edecektir.
Partimiz, 14 yerde katıldığı Belediye Başkanlık seçimleri dışında Büyükşehir’lerde Meclis üyeliklerine diğer illerde de İl Genel Meclisi seçimlerine yüzde 65 oranında katılmıştır. Sonuçlar kesin olmamakla birlikte buralarda aldığımız oy toplam 60 bin civarındadır. Kuşkusuz bu oylar, azdır ancak bizim için oldukça kıymetlidir. Oy vererek destek olan herkese teşekkür ediyoruz.
Kuşkusuz, sol, toplumsal muhalefet ve bizim için bu sonuçlar ciddi bir biçimde ele alınmalıdır. ÖDP, sosyalist hareketin kendisini yenilenmesi gerekliliğin ortaya koyan bu sonuçları, ülkenin geleceğine daha etkin müdahale edebilme anlayışı içerisinde tartışarak kamuoyu ile paylaşacaktır.
TKP: Boyun Eğme Çağrımızı Tekrarlıyoruz
30 Mart seçimlerinin ertesi sabahı Türkiye Komünist Partisi Merkez Komitesi olarak, halkımıza “boyun eğme!” çağrımızı tekrarlıyoruz.

Seçimin, AKP diktatörlüğünün kitle mücadeleleri sonucunda yitirdiği meşruiyetini tazeleme yönünde bir çıktı verdiği açıktır. Ancak diktatörlük elde ettiği kazanımı faşizmi kurumsallaştırmak yönünde kullanabileceğini zannetmemelidir. Türkiye AKP faşizmine sığacak bir ülke değildir. AKP Türkiye’yi yönetme ehliyetine yeniden sahip hale gelmemiştir ve gelemeyecektir. Gün, tam da bu nedenle “boyun eğmeme” günüdür.

TKP gayrimeşru, kriminal bir yönetim altında seçime gidilmemesi, AKP’nin hükümetten ayrılması, TBMM’nin lağvedilmesi, hükümetin her tür suçunun bağımsız kurumlar tarafından soruşturulmasının önünün açılması, erken genel seçime halkın denetimi altında gideceğimiz bir geçişin tasarlanması gerektiğini savunmuştu. Bu yaklaşım kabul görmemiş ve seçmen kayıtlarından oyların sayımına kadar her aşaması güvenilmez bir seçimden AKP çıkmıştır.

Uygulamaya konan ve iflas eden yol, faşist yükselişi, sağcılaşan bir CHP ile durdurma seçeneğidir. Türkiye, on milyonlarca insanın direnişine sahne olduktan sonra sağın sağla dengelenmesi, AKP’yi devirmekle değil, yalnızca kitleleri pasifize etmekle sonuçlanabilirdi. Diktatörlükten kurtulma gereğine inanan kitleleri sol seçeneğe omuz vermeye çağırıyoruz.

Siyasi kriz ağırlaşarak devam edecektir. Seçimin sonucu krizdir.

Bu tablo karşısında halkın ve ilerici güçlerin alternatif üretemedikleri açıktır.

Diktatörlüğün seçim sonuçlarına dayanarak atmaya kalkacağı yeni adımları boşa düşürmek için tek yol soldan geçmektedir.

TKP seçimlerde bunu denemiş, Haziran Direnişi’nin değerlerini seçim platformuna taşımıştır. Ancak aldığımız oylar bu değerler bütününe denk düşmenin uzağındadır.

Karanlığın ortasında, TKP çatısı altında gerçekleşen devrimci ittifak, Dersim Ovacık’ta belediye başkanlığı seçimini kazanmış bulunmaktadır. Bu başarı nedeniyle Ovacık halkını ve Demokratik Haklar Federasyonu’nu yoldaşça kutluyoruz.

TKP Merkez Komitesi tam bileşimli toplantısını gerçekleştirecek ve seçim sonrası siyasi durumu, Partimizin hareket tarzını detaylarıyla ele alacaktır.

 

Halkevleri: Halkların eşit, özgür, barış içinde yaşadığı bir ülke kurma mücadelesi sürecek!

Halkın saygı, özgürlük ve adalet talepleriyle sokakları doldurduğu, AKP’nin hegemonyasını yerle yeksan ettiği; egemenlerin ise siyaset alanını kirli teknikler ile yeniden dizayn ederek yaşanan “devlet krizini” aşmaya çalıştığı bir tarihsel eşikten geçiyoruz. Bu koşullarda gerçekleşen 2014 yerel seçimleri ne egemenlerin derdine deva oldu ne de AKP’nin ortalığa dökülen yolsuzluklarını, hırsızlıklarını akladı.

Halkın siyaset kurumlarına, yargıya, devlet organlarına güvensizliğinin seçim sistemine de güvensizlik olarak yaşandığı, insanların sabahlara kadar sandık başlarını terk etmediği bir seçim yaşandı.

Açıktır ki 2014 yerel seçimleri, yalanın, talanın, zorbalığın iktidarı AKP’nin çürümüşlüğünü de, toplumda yaratılan saflaşmanın derinleşmesini de gidermeyecek.

Tam tersine henüz seçim sonuçları netleşmeden Erdoğan’ın aile efradını, yolsuzlukların ve adaletsizliğin simgesi haline gelmiş Bilal’i yanına dizerek yaptığı “balkon konuşması”nın da açıkça gösterdiği gibi iktidarını korumak için şiddete, çatışmaya ve savaşa dayanacak. Bu politika ise krizi daha da derinleştirecek.

Bu krize halkın çıkarları doğrultusunda müdahale etmek Halkevcilerin görevi olacaktır.

Evet sokaktayız!

Siz yıllardır beraber yürüdünüz bu yollarda, bu halkın ortak değerlerini, geleceğini beraber sömürdünüz, beraber semirdiniz, beraber öldürdünüz! Beraber hesap vereceksiniz!

Çürümüş iktidarınızı sandık aklamadı, aklamayacak!

Saygı, Özgürlük, Adalet, Barış, Eşitlik isteyen Haziran İsyanı sandığa sığmadı, sığmayacak!

AKP’nin talanına, yalanına, zorbalığına karşı halk, sözünü Haziran’da söyledi: “Bu daha başlangıç mücadeleye devam!”

Halkın çıkarlarından başka çıkarı olmayan solun, sosyalistlerin ise görevi belli:

Halkların eşit, özgür, barış içinde yaşadığı bir ülke kurma mücadelesi sürecek!

 

 

 

Be the first to comment

Leave a Reply