Paravanın Ardı Çöp Dolu Kargo – Emel Karagözlü Cicibaba

Sosyal medyanın hayatımızın her anının çokça parçası olduğu bir çağda, hayatımızın, sosyal görüntümüzün nasıl olduğu da bizim için bir uğraş, başkaları içinse bir merak konusu. O kadar ki bu bürokratlardan sıradan vatandaşlara kadar varan geniş bir yelpazeye sahip. Bu yazı sosyal medyayı kullanarak kendi gerçekliğinin dışında bir resim çizen ama bununla sadece kendini kandıranları hedef almaktadır.

Çöpümüz Çöpünüzdür

Kanada… Soğuk olması ve meşhur ve karizmatik başbakanları Justin Trudeau ile ünlü bir ülke.

Bu ülke 2013 Haziran ayından 2014 Ocak ayına kadar içinde plastik olduğunu söylediği 103 konteyneri “yanlışlıkla Filipinler’e gönderir. Manila gümrüğünde alınmayan konteynerlerden 18 tanesi gümrük idaresi yetkilileri tarafından açılır ve içlerinden çöp çıkar!

Yani dünyanın önde gelen gelişmiş ülkelerinden biri olan Kanada, ülkesinde geri dönüşümü finanse edebilecek, politika haline getirebilecekken çöplerini “yanlışlıkla” başka bir ülkeye yolluyor.

Ve bu noktadan sonra çöplerin geri iadesi için serüven başlar. Tam da bu sırada, Ekim 2015’te az önce bahsettiğimiz gibi Justin Trudeau seçilir.

Seçilen Trudeau’nun yapması gereken çöpleri geri almakken, çöpler süreci uzatan gereksiz birçok yazışmanın arkasına Filipinler’in bunun savaşla sonuçlanacağını söylemesiyle 2019 Nisan ayında geri iade edilir.

Başbakan ise kendi ülkesinde 2021’e kadar tek kullanımlık plastikleri yasaklayacağını açıklar ve ne kadar çevre dostu ama az gelişmiş ülke düşmanı olduğunu bir kez daha kanıtlar.

Açıklaması: “zararlı tek kullanımlık plastikleri 2021’e kadar yasaklayarak ve şirketleri plastik atıklarını geri dönüştürme sorumluluğunu üstlendirerek vahşi yaşamımızı koruyor ve çocuklarımıza ve torunlarımıza daha temiz ve sağlıklı bir gelecek bırakıyoruz.”

 

Justin Trudeau’nun instagram hesabı

“Günaydın. İyi bir Pazar günü dilerim.”

Ülkemizde de durum pek farklı değil. Başbakanımız her fırsatta bahçesinde veya başka bir yerde karşılaştığı güzel doğa manzaralarını çekip güzel günler dileyerek paylaşaduruyor. Ve durmakla yetiniyor. Partisinin tek başına veya ortak olarak hükümete kaç defa geldiğini dahi sayamazken tek bir tane bile yangın helikopterinin alınmaması, o dönemlerde yükselen inşaatlar için kesilen ağaçlar, sadece milli bayramlarda abileri geleceği için temizlenen tören alanları, yangınlar, nesli tükenmek üzere olan ve koruma altına alınması gereken hayvanların hala daha tehlike altında olması, yılan nedir sadece fotoğraflarda gören bir neslin büyümesi ise Ersin beyin güzel dileğini gölgeler altında bırakıyor. Kendisi “biz enkaz devraldık” söylemlerine ve “daha göreve yeni geldik” tiradlarına alışmış olabilir ama bizim de diyeceğimiz şudur. Enkazı bizden değil birbirinizden, görevi de yine bizden değil birbirinizden devralıyorsunuz.

Bizim talebimiz bize iyi pazarlar dileyen bir başbakan değil. İyi pazarlar olması için vesile olan bir başbakandır.

Kedicikle bakışmayalım, onlar zaten hep bakıyorlar.

Cumhurbaşkanımız ise yenile yaptığı paylaşımda yemek yiyeceği sırada ona ortak olan bir kedicikle bakıştığını ve daha sonra balığını paylaştığını sosyal medyada bizlere duyurdu.

Bu ilk bakışta çok sempatik bir paylaşım gibi görünse de Cumhurbaşkanlığının kendi bütçesinin küçük bir kısmıyla sokak hayvanları için birçok kampanyayı finanse edebileceğini, onların açlığına bir çözüm getirebileceğini ama onun yerine onlar üzerinden prim yapıldığını fark edince aslında o kadar da sempatik değil, tam aksine antipatik bir hareket olduğunu anlıyoruz.

Paravanın arkası ile imtihanımız…

İşte, ülkemizden ve dünyadan birkaç örnek ile sosyal medyanın “gücü.” Başka bir dünya kurmak isteyen bizler, şu an içinde bulunduğumuz kapitalist sistemin tüketim araçlarıyla birbirimizi daha çok takip etme imkanına nazırız. Fakat aynı anda analizi iyi yapmak bizim sorumluluğumuzdur. Çünkü kapitalizim ve kapitalistler kendilerine paravan olsun, sırtımızdan da para kazansınlar diye sosyal medyayı bize hem satıyor, hem de onun üzerinden paralar kazanıyorken bizler, başka bir dünyanın mimarları, bu imkanla karşımızda kimin durduğunu iyi imtihan etmeliyiz. Çünkü ne ile uğraştığımızı iyi bilmezsek, onu alt edemeyiz.

KAYNAKÇA:

KAFA dergisi, Temmuz 2019, “Çöple İmtihan”, Coşkun Aral

Twitter/embersintatar

Facebook/MustafaAkinci

İnstagram/justinturfdeau

Emel Karagözlü Cicibaba

Baraka Kültür Merkezi Aktivisti