“Şahadet Parmağı ile Bizi Gösterdi” – Besim Baysal

image
Sakatlanıp çalışamaz hale gelen maden işçileri, 1954’te sosyal sigorta yasasının hazırlanması konusundaki taleplerini hükümete verdikten sonra. Sf.58

15 Ocak 1984’te Dr. Fazıl Küçük öldüğünde yerini çok çok önceden Türkiye’nin de baskıları ile birlikte Rauf Denktaş’a bırakmıştı. Daha 1970’lerde Türkiye’nin Denktaş tercihini kulaktan kulağa işiten Dr. Fazıl Küçük; “Benim etim düdüklü tencerede bile yenmez” derken, resmi olarak bu tercihi öğrendiğinde en yakınlarına; “Beni anavatanla karşı karşıya getirmeyin be arkadaşlar” demiştir.

Bugünden geriye baktığımızda Türk milliyetçisi, halkının değil Türkiye devletinin çıkarlarını ön plana alan bir liderliğin tohumlarının atıldığı görülüyor.

 

Ocak 2005’te ilk baskısı yapılan “Düşmana İnat Bir Gün Daha Yaşamak” kitabında sayfa 59’da şimdi aramızda olmayan emekli sendikacı Kamil Tuncel şöyle bir anısını aktarmıştır:

 

“… bizler işçi, emekçi dertlerini çözmeye çalışıp mücadele veriyorduk.  Mart 1954’te Dr. Fazıl Küçük ve partisinin yazlık halk sinemasında tertiplediği mitinge biz işçiler de sendikamızı temsil ederek iştirak ettik. Yaftalarımızın bir tanesinde sömürge İngiliz valisinden yine sosyal sigorta sandığının bir an evvel yürürlüğe konmasını talep ediyorduk.

Dr. Fazıl Küçük’ün Kışkırtması

Dr. Fazıl Küçük ilerleyen konuşmasında bizi ve yaftalarımızı fark etti. Hemen paniğe kapılarak büyük bir tepki gösterdi ve şahadet parmağı ile bizi göstererek ‘işte komünistler yine içimize sızdı’ diyerek bizi cemaatımıza jurnal etmeğe çalıştı. Pek tabii orada olan cemaat bize doğru akın ederek bu komünistleri yakından görmek istedi. Çünkü Dr. Küçük öyle bir heyecanla konuştu ki, orada olan halkı galeyana getirmek istedi. Belki de amacı halkı bize saldırtmaktı. Ama hayal ettiği istekler gerçekleşmedi. Resmi ve sivil polisler bizi çember altına aldılar. Ayni zamanda orada olan diğer işçi arkadaşlarımız yafta tutan bizleri korumak amacı ile polislerin oluşturduğu çemberi tamamen kontrol altına aldılar. Böylelikle herhangi bir saldırıya uğramamızı engellediler. Miting bitene kadar polis ve işçi arkadaşlarımızın kontrolü altında kaldık miting bittikten sonra halkı dağıtan polisler, yafta tutan bizleri yaftalarımızla beraber polis Land Rover’lerine koyarak Küçük Kaymaklı Polis Karakolu’na götürdüler. Orada mesul olan polis subayına durumu anlattılar. Bizi orada 4 saat kadar tuttular. Daha sonra ‘gayri kanunu bir şey yok’ diyerek, yaftalarımızı geri verip bizi serbest bıraktılar.”

Besim Baysal – Baraka Aktivisti

Be the first to comment

Leave a Reply