Serdar Denktaş neden düşmanlığı besliyor? – Celal Özkızan

Serdar Denktaş, geçtiğimiz günlerde kendisine yapılan bir ziyaret esnasında, “Anavatan-Yavruvatan” meselesiyle ilgili olarak şunları söyledi: “Her iki ülke halkı birbirlerini Anavatan-Yavru Vatan diye andı. Aradan yıllar geçti ve ansızın bir gün ‘Anavatan mı – Ata Vatan mı, Yavru Vatan mı-Kardeş Vatan mı?’ diye bir kafa karışıklığı yaşanmaya başladı. Bu kafa karışıklığına toplum mühendisliği neden oluyor ve hedef Kıbrıslı Türkler ile Anadolu halkını birbirine düşman etmektir, bu hedef planlı bir şekilde inşa ediliyor(…) Kıbrıs Türk halkı en büyük gücünü Anadolu halkından alıyor ve bu hassasiyetin ortadan kalkması ile elimiz zayıflamıştır. 40 mil ötemde, 85 milyon kocaman bir ülke, Türkiye Cumhuriyeti var. Buna “anavatan” denmez de başka ne denir? Kıbrıs Türk halkı İngiliz döneminde dahi milliyetçi bir yaşam sürüyordu, şimdi bu karşılıklı sorgulama bizleri son derece rahatsız ediyor.”

 

Serdar Denktaş, bu açıklamasıyla, başta AKP olmak üzere Türkiye hükümetlerinin Kıbrıs’ın kuzeyi üzerinde uyguladığı ekonomik dayatmalara, siyasi müdahalelere ve kültürel asimilasyon projelerine gayet haklı bir şekilde karşı çıkan Kıbrıslı Türkleri, aklı sıra “Türkiyeli düşmanlığı” ile yaftalıyor. Serdar Denktaş, kendi özgür iradesinden ve bağımsızlığından başka hiçbir dileği olmayan Kıbrıslı Türkleri, Türkiyeli düşmanı olmakla suçluyor. Böylece, bir halkın kendi bağımsızlığına ve özgürlüğüne sahip çıkmasının otomatik olarak başka bir halka düşmanlık yaparak mümkün olabileceğini dile getirerek, kendi bilinçaltındaki nefret içeren düşünceleri açığa vurmuş oluyor.

 

Bir ara “kendi evimizin efendisi olacağız” diye ortada dolaşan Serdar Denktaş, Türkiye halklarına düşmanlık mı yapıyordu bu sözleriyle ? “İngiliz sömürgesi döneminde bile bağımsızlığımıza düşkündük” diye ortalarda dolaşan Denktaş, bütün İngiliz halkından nefret mi ediyor ? Bir halkın “yavru” değil de eşit olmayı istemesi, bir halkın “kontrol altında tutulan” değil de “kardeş olan” olarak görülmeyi istemesi ve saygı talep etmesi, ne zamandan beri başka bir halka düşmanlık beslemek olmuştur ?

 

En ironik olan da şudur ki, Serdar Denktaş bu sözleri, Türkiye Maden İşçileri Sendikası’nın kendisine yaptığı ziyarette dile getirmiştir. Kimdir bu Türkiye Maden İşçileri Sendikası ? Soma’da ölen madencilerin üye olduğu sendika… Peki ne yaptı bu sendikanın ilgili bölgesinin başkanı ? Soma katliamına ilişkin davada, yüzlerce işçinin göz göre göre ölümüne sebep olan şirketin lehine tanık olarak ifade verdi. Ne yaptı bu sendika ? İşçilerin kıdem tazminatlarının ödenmesi için mahkeme tarafından şirketin malları satışa çıkarıldı; bu sendika ise şirketle protokol imzalayarak şirkete mallarının satışını durdurması konusunda yardımcı oldu ve işçiler kıdem tazminatlarını alamadılar.

 

İşte Serdar Denktaş, böyle bir sendika önünde, Türkiye halklarını ne kadar çok sevdiğini anlattı. İşte Serdar Denktaş, yüzlerce insanın ölümüne göz göre göre sebep olanlarla işbirliği yapan kişilere “biz birbirimizi çok seviyoruz, bırakın siz başkalarının ne dediğini” diye tavsiye verdi. Kandan beslenenler, bize sevgi dersi vermeye çalıştı; eşit olmaktan korkup “yavru” kalmaktan gurur duyanlar, sevginin tarifini yapmaya çalıştı…

 

Şöyle derdi Sabahattin Ali, bir hikayesinde : “Siz sevemezsiniz… Siz, birisine itaat eden ve birisine emredenler; siz, birisinden korkan ve birisini tehdit edenler… Siz sevemezsiniz.”

 

Celal Özkızan

Bağımsızlık Yolu