SINIFTA KALANLARA SELAM OLSUN!-HASAN YIKICI

Dev-İş haftalardır açlık grevine hazırlanıyor.

Hem de süresiz bir açlık grevine.

Hem de CTP-BG’nin hükümette büyük ortak olduğu bir dönemde.

Hem de CTP’nin önde gelenlerinin her can alıcı konuda olduğu gibi bu konuda da ölüm sessizliğine büründüğü koşullarda.

 

*

 

Dev-İş neden açlık grevine gidiyor?

Sayıştay ve savcılık Göç Yasası’na dayandırdığı görüşlerinde 2011 yılından sonra toplu iş sözleşmesiyle işe girenlerin toplu iş sözleşmesinden kaynaklı haklarının elinden alınacağı için.

Bunun anlamı ayrıca da sendikalı olmanın ve sendika olmanın da koşulunu ortadan kaldırılmasıdır.

 

Sayıştay ve savcılık ise anayasada söz konusu hakların korunma altına alınmasına rağmen böyle bir görüş verebiliyorlar. Bu görüş sayıştaylık ve savcılığın kendi görüşü mü yoksa başka güç odaklarının etkisi ile sunulmuş bir görüş mü bilinmiyor.

 

Fakat ortada ciddi bir saldırı olduğu ortada.

Sermayenin emeğe ve emeğin örgütlenmesine dair saldırısı!

 

Göç Yasası’nın geçmesi ile birlikte hepimizin bildiği gibi bir çok kamusal hak ve kazanım özellikle yeni ve genç kuşaklar için budandı, gasp edildi ve ortadan kaldırıldı.

 

Bunu etkilerinin bir anda yaşanmayacağı, zamana yayılarak ve derinden ama yavaş yavaş hissedileceği ise açık bir gerçekti. İşte artık Göç Yasası’ndan kaynaklanan mağduriyetlerin ve hak gasplarının açıkça yaşandığı bir döneme giriyoruz.

 

Siz bu satırları okurken belki de Dev-İş yetkililerinin talepleri hükümet tarafından kabul edilecek ve sayıştaylık ile savcılık görüşlerinin önüne geçilecek. Böyle bir şey sendikanın kararlı duruşu sonucu elde edilmiş olumlu bir sonuç olur. Fakat meselenin kaynağı acı bir şekilde bas bas bağırmaya devam eder.

Çünkü bugün Göç Yasası’na dayandırılarak gerçekleştirilmek istenen saldırıları bertaraf edebiliriz. Ama bilmeliyiz ki bir dahi sefere sermaye kesimi ve onların temsilcisi taşeron hükümetler daha kararlı ve güçlü bir şekilde yeni bir emek saldırısıyla geleceklerdir.

 

*

 

Bugün geçmişinden dolayı CTP’yi ve onun kadrolarını emekten yana olmamak ve sermayenin saldırılarına karşı sessiz ve dirençsiz kaldıklarından dolayı eleştirilebilir. Fakat burada artık bu eleştiriler de tarihsel değerini yitirmiş eleştirilerdir. Sadece tarihe dair eleştiriler olabilir. Mesele artık CTP-BG’nin tarihsel misyonunu yerine getiriyor olduğu gerçeği ile yüzleşme meselesidir. Herhangi bir siyasal hareket söylemlerinden çok toplumsal pratiği ile değerlendirilmeli ve bu bağlamda irdelenmelidir. CTP-BG çok güzel sosyal adelet söylemleri arkasına saklanarak, otoriter rejimlerde uygulanabilecek sosyo-ekonomik politikaları uygulamaktadır. Bir diğer değişle sol gösterip sağ vurmaktadır. Bu da CTP-BG’nin tarihsel misyonunun bir getirisidir. Hükümette tamamen sağ veya sağ ağırlıklı bir parti olsa idi, emin olabilirsiniz ki bunun gibi politikaları uygulamak veya tartışmaya açmak çok daha zor olacaktı. Bundandır ki, bugün CTP’nin geçmiş mirası toplumsal mücadeleye ivme kazandırmak için değil, tam tersi toplumsal mücadeleleri boğmak ve hakiki anlamda neo-liberal politikaları uygulamak için bir görünmez pelerin işlevi görmektedir. Bu sadece CTP’ye özgü bir özellik değildir. Neoliberal dönemde Latin Amerika’dan tutun da Avrupa ülkelerine kadar merkez sol partilerin tümünde görülen bir özelliktir. Bu tarihsellik ise bu partileri soldan uzaklaştırıp merkezin de ortasına yerleştirmektedir. Yani ya içindesindir çemberin ya dışındasındır değildir mesele. Mesele tam da bu metaforun ardına saklanarak çemberin ta kendisi olmaktır!

 

*

 

İşin özü, sınıftan kaçmalar lise ve ortaokulken eğlenceli ve heyecanlıydı da. Hatta aykırıydı da. O heyecan ve eğlence de aykırı olduğunu, yasak olduğunu  bildiğimizden kaynaklanmaktaydı.

Fakat toplumsal sınıflar anlamında sınıftan kaçışın ne eğlenceli ne de heyecanlı bir tarafı vardır. Hatta ve hatta aykırı bir tarafı da yoktur. Tam tersi sistemin istediği de sınıftan kaçmaktır.

Tüm sınıftan kaçanlara rağmen, mücadelenin ekseni sınıfsal olmalıdır. Bu zeminde kurulacak bir emek ve hak mücadeleleriyle ancak toplumsal anlamda soluk alabilecek ve güzel bir gelecek kurma düşünü büyütebileceğiz.

Sınıfta kalanlara selam olsun!

 

Hasan YIKICI

Baraka Aktivisti

Be the first to comment

Leave a Reply