SÖYLE – Hasan Yıkıcı

ykcSöyle nasılsın?

Gülebiliyor musun içten gelerek?

Gülebilmenden değil de, sahi söylesene kurtulabildin mi ördüğün duvarlardan, seni senden düşüren uçurumlardan?

İnsan ya içinin nehrinde boğulur gider ya da içten içe bir nehir olur, akar gider.

Söyle, sen akabildin mi? Yoksa hala boğulmamak için tepiniyor musun?

*

Söyle kurtulabilecek miyiz?

Kurtulabilecek miyiz ilkin keskin cümleler kurmaktan,

ardından keskin çizgiler çekmekten, hayata, insanlara ve kendimize karşı…

Kurtulabilecek miyiz söyle bizi daralan ve içi boşalan anlamların ablukasından…

Dağıtabilecek miyiz ‘yol’larımızı kapsayan sisi, maviliklerimizi saklayan perdelerden.

‘Kurtulacağız elbet’ demek istemiyorum artık. Sözlerin ağırlığı altından kalmaktan değil, sözlerin ağırlığını hissedememekten tedirgin.

Kurtulabilecek miyiz umudu dal belleyip ona asılmaktan, umut edileni yaratamama çaresizliğinden?

 

*

Söyle vaktimiz olacak mı ince şeyleri anlayabilmeye?

Türküler çaya çağırıyor. Türkülerle demlenip çay içebilecek miyiz içtenliğimizle?

Bak o kadar çok cevap var ki, artık cevapların karşılığı olmaması bile insanları rahatsız etmiyor, karşılıksızlık ürpetmiyor insanı, yaşam yaşanılanlar dengi olmayan cevaplarımızın toplamı oluyor, ölüm yine baki kalıyor.

Söyle becerebilecek miyiz duyarsızlığımızdan sıyrılmaya?

Bu şarkılar hep boşlukta kayıp mı olacak, hep sessizliğe mi karışacak şimdi?

Söyle biz hiç sarhoş olamayacak mıyız, şarkılara karışıp denize varmayacak mıyız?

*

Hiçbir sorunun cevabını bilmiyorum.

Düpedüz bilmiyorum.

Söyle, yağmurun toprağa düşüşünü,

Yıldızların parlamasını,

Çiçeklerin güzelliğini,

Mavinin dokunuşunu,

Rüzgarın okşayışını,

Morun coşkusunu yeniden tanımlayabilecek miyiz? Yeniden ve yeniden anlamlandırabilecek miyiz?

Ne kadar çok ihtiyacımız var halbuki şimdi cevapsız kalıp sorular sormaya?

Söyle vaktimiz olabilecek mi ince şeylerin farkına varabilmeye?

Yoksa şair hüznüyle, biz şiir hüznüyle mi kalacağız hep?

Söyle bana, aşkı korkudan ve çaresizlikten kurtarabilecek miyiz?

Özgürleşebilecek miyiz bağlanmalardan?

Söyle, yürüyebilecek miyiz, yürümenin bilgisine vararak?

 

*

Söyle bu kısırlığımızdan kurtulabilecek miyiz?

Sınırları kaldıra bilecek miyiz?

Lefkoşa’nın ortasındaki sınırları,

Ada’nın ortasındaki sınırları,

İradesizlik sınırlarımızı aşabilecek miyiz?

Yaşamak için, ki onun da adına yaşamak denilirse, hep katlanmak mı gerekiyor?

Sonra sonra veya önce önce

Kendi içimizdeki sınırları aşabilecek miyiz?

Söyle yıkabilecek miyiz alışkanlıkları, esiri olmadan tekrarların.

Söyle her seferinde coşturucu bir sözcük bulabilecek miyiz?

Her seferinde sözcükler bizi coşturabilecek mi?

Söyle kelimeleri tüketmeden de  kullanabilecek miyiz?

Kelimelerde tükenmeden çoğalabilecek miyiz?

*

Umutsuzluktan değil bu sorular.

Söyle bana, çok fazla umut etmiyor muyuz, korkutmuyor mu bu hiç?

Söyle şimdi bulanıklıkta yüzerken, su bakışlı bir anı yakalayabilecek miyiz?

 Hasan Yıkıcı

Baraka Kültür Merkezi Aktivisti

Be the first to comment

Leave a Reply