Aşam: “Toplumun malı olan %33’lük paya da sahip çıkıyoruz”

ADL (ÖZEL)

Devrimci İşçi Sendikaları Federasyonu’na bağlı  EMEK-İŞ Sendikasının örgütlü olduğu, Mağusa’da faaliyet gösteren Taşel LTD’de, yönetim hayat pahalılığı ödenekleri ve  %33 devlet iştirakını reddetmesinin ardından EMEK-İŞ önce uyarı grevi ardından da süresiz grev başlatmıştı. Süresiz grevin beşinci gününe girerken ADL, yaşanan süreçle ilgili EMEK-İŞ Başkanı Koral Aşam’la konuştu.  Taşel’in sadece yönetimin uhdesinde bir kurum olmadığını tekrar hatırlatan Aşam, yönetimin bütün belgeleri, bildirimleri, yasaları yok sayarak, özel bir kurummuşçasına hareket etmeye çalıştığını belirtti. “Biz aslında burada bir nevi devletin hakkını da koruyoruz” diyen Aşam,özelleştirmeye karşı da mücadele verdiklerini belirtti.

Öncelikle süreç süresiz grev noktasına nasıl geldi? Konuyu salt hayat pahalılığı ödeneğine indirgeyenler de var…

“Taşel yönetimi, %33 iştiraki kurum olması hasebiyle belli yasalara bağlıdır; yalnızca yönetimin kendi uhdesinde değildir. Bu anlamda yayınlanmış bakanlar kurulu kararları vardır. Burada da Tarım, Doğal Kaynaklar ve Gıda Bakanlığı’na bağlı olduğu, 27 Temmuz Bakanlar Kurulu kararıyla resmi gazetede yayınlanmıştır. Yani yönetimin öne sürdüğü gibi  yalnızca Şirketler Yasası’na bağlı bir şirket olmadığı, son derece nettir. Zaten bunun örneklerini daha önce de yaşadık. 2013’de başlangıç ücretleri anlamında yeni işe başlangıçlarda ilgili barem tablosu üzerinden işe başladılar. 01/01/2015 tarihli imzaladığımız toplu sözleşmede yine aynı kriterle göz önünde bulundurarak devletin vermiş olduğu seyyanen hayat pahalılığı ödeneği uygulandı ama geldiğimiz bu noktada da şirket kendi açısından tüm bu yaşananları, belgeleri, bildirimleri, yasaları yok sayarak özel bir şirket olduğunu, şirketler yasasına göre yönetildiğini ve tek sorumluluğunun toplu sözleşme olduğunu söyleyerek hayat pahalılığı ödeneğinin Taşel çalışanlarına ödenmesini ret etmektedir. Biz aslında burada bir nevi devletin hakkını da koruyoruz. Yani özelleştirmeye karşı da bir mücadele veriyoruz. Yalnızca hayat pahalılığı ödeneği değil, ilgili yasadan kaynaklanan hem diğer haklarımızı hem de toplum malı olan %33’lük paya da sahip çıkıyoruz.”

İlgili bakanlık ve hükümet herhangi bir girişimde bulundu mu?
“İlgili bakanlığın konuyla ilgili girişimi olduğunu biliyorum ama ne yaşandı ne söylendi, ne pozisyondadır, bize direk olarak bir bilgi verilmedi. Yalnızca ilgili bakanlık da değildir. Kurum olarak bakanlığa bağlıdır. Hisse olarak Konsolide İnkişaf Sandığı Fonu’na bağlıdır. Konsolide İnkişaf Sandığı Fonu da çeşitli bakanlık ve kurumlardan oluşur. Bunun başına da Maliye Bakanlığı başkanlık eder. İçişleri Bakanlığı, Çalışma  Bakanlığı, Tarım Bakanlığı ve DPÖ gibi kurumlar da bu idare yapısının içindedir. Tüm bunların ötesinde de yasalarla bağlı olduğunda dolayı hükümete bağlıdır. Yani Başbakanlığa bağlıdır. Yalnızca tek kurumun kendi başına sorumluluğu yoktur. Ama muhatap olarak bakıldığında direk olarak bağlı olduğu kurum Tarım Bakanlığıdır. Şu an biz Tarım Bakanlığı’ndan bir cevap beliyoruz ve onun paralelinde de İçişleri ve Çalışma Bakanlığı’ndan. Çünkü iş veren-işçi arasındaki muhalefetlerin çözümünü Çalışma Bakanlığı düzenlemekle mükelleftir.”

Peki bugün bu mücadele ciddi şekilde yürütülmez ve sahiplenilmezse ilerde bu %33’lük hisseyi kaybedebiliriz dersek çok zorlama olmaz sanırım…

“Şirketin yapmaya çalıştığı tam da budur. Bir şekilde %33’lük hisseyi gasp edip kendi uhdesine sokmaktır. Çünkü bahsettiğimiz rakam çok büyük bir rakam değildir ama prensip olarak devlet kurumu olduğunu reddetmesi, %33’lük iştirak payını yok sayması tam da bu endişelerimizin yersiz olmadığı noktasında bizi harekete geçirir. Grevin adı süresiz grev. Sonuç alıncaya kadar biz mücadelemize devam edeceğiz.”

Somut olarak bundan sonraki beklentiniz nedir?

“Biz haklarımızı almak için yola çıktık. Bizim tam olarak beklentimiz Taşel LTD’in %33 iştiraki kurum olduğu, ilgili yasalara bağlı olduğu ve bu yasa kapsamında da haklarımız ne ise onları tespit edip bize verilmesi. Pazartesi taraflarla toplantı yapmıştık ve yaptığımız önerilerle ilgili bize cevap verileceği söylenmişti. Verilecek cevap olumlu veya olumsuz bir cevap  çıkabilir. Olumsuz olursa ivmemizden birşey kaybetmeden hatta yükselterek, siyasi boyuta da taşıyarak mücadelemizi yükselteceğiz. Ama az önce saydığım kriterler anlamında pozitif bir cevap gelirse tabi ki biz de grevimizi kaldırıp ekmek teknemizin başına geçip çalışmaya devam edeceğiz.”

Bu verilecek mücadelenin sonucunda elde edilecek zaferle artık böyle tartışmalara mahal da verilemeyecek diyebilir miyiz?

Aynen öyle. Bu yasa çıktı çıkalı ilgili yasa ile ilgili her toplu sözleşmede, her yeni çalışan işe başlayaacğında belli tartışmalar yaşıyoruz. Ardından baskıyla, grev  tehdidiyle, pazarlıkla uzlaşmayla bugünlere geldik. Zaten  burada patlak vermesinin nedeni aartık bu yolların tükenmesi. Bugün belli noktalar netleştirilmeden hayat pahalılığı sorunu çözülse bile aslında sorunun tümden çözülemeyeceği bir gerçektir. Bu anlamda devlet de kendi üzerine düşeni yapmalı. Bu kurumun pozisyonunu yasal prosedürünü gayet net olarak bildirmeli. Yaptırımı varsa yaptırımını uygulatmalı ve bu konuyu temize havale etmeli. Kararlıyız, inançlıyız ve sonuna kadar gideceğiz.”

Uluslararası destekler gelmeye başladı…

Öte yandan EMEK-İŞ’in TAŞEL’de başlatmış olduğu süresiz greve uluslararası destekler de gelmeye başladı. Bütün dünyada 80 milyon üyesi olan World Federation of Trade Union (WFTU) – Dünya Sendikalar Federasyonu (DSF) TAŞEL’deki süresiz grevle dayanışma içerisinde olduğunu belirten bir açıklama yayınladı. DEV-İŞ’e bağlı Emek-İş’in TAŞEL’de işverenin kurumun yasal statüsünü tanımaması, %33 devlet iştirakını yok sayması ve hayat pahalılığını uygulamamsından dolayı başlattığı süresiz greve uluslararası destek geldi. Dünya çapında 80 milyona aşkın üyesi olan World Federation of Trade Union (WFTU) – Dünya Sendikalar Federasyonu (DSF) Avrupa Bölge Ofisi sorumlusu Pieris Pieri yayınladığı açıklamada “Uluslararası dayanışmanın daha`da önem kazandığı bu günlerde DEV-İŞ`e bağlı EMEK-İŞ`in Taşel içki fabrikasında başlatmış olduğu süresiz grevini saygı ile selemlar ve DSF Avrupa bürosu olarak dayanışmamızı iletiriz” ifadelerini kullandı.

İşte Dünya Sendikalar Federasyonu’nun açıklamasının tam metni: wtfu

Kapitalizmin krizinin daha da derinleştiği bu günlerde sermaye ve onun temsilcileri krizi bahane ederek emekçi halkın ve işçi sınıfının uzun mücadeleler sonucu elde etiği kazanımlarını ortadan kaldırmak için emek hareketine yönelik saldırılarını tırmandırmaktadır. Avrupanın emekçi halkları kendi hak ve kazanımlarına karşı yapılan bu Neo- Liberal saldırılara kayıtsız kalamaz. Bu neo –liberal saldırılara karşı etkili bir tepki sadece biz emekçiler ve ilerici güçler aracılığı ile verilebilir. Çalışanların karşı karşıya kaldığı bu zor dönemde, Avrupa’daki tüm sınıf – temelli güçlerin birliğine ve ortak eylemliliğine ihtiyaç vardır. Uluslararası dayanışmanın daha`da önem kazandığı bu günlerde DEV-İŞ`e bağlı EMEK-İŞ`in Taşel içki fabrikasında başlatmış olduğu süresiz grevini saygı ile selAmlar ve DSF Avrupa bürosu olarak dayanışmamızı iletiriz.

Saygılarımızla,

Pieris Pieri
Dünya Sendikalar Federasyonu Avrupa Bölge Ofisi sorumlusu