ASKERLİK MESELESİ – MUSTAFA KELEŞZADE

Geçtiğimiz hafta içinde güneyden kötü bir haber geldi. Bir asker iddiaya göre elindeki el bombasının patlaması ile  yaralanmış. Askerin nöbette mi olduğu, eğitim sırasında kendisine bombanın pimi mi çektirildiği, yoksa bir cezanın çığrından mı çıktığı ile ilgili bilgi yok.

Buna benzer yaralanmalar ve ölümler adamızın sadece güneyinde değil kuzeyinde de oldukça yaygındır. Askerliğim sırasında yakın tarihte de yaşanan böyle olayları çok duymuş ve bazı şeylere de tanık olmuştum.,

Sınır bölgelerinde uzun nöbet saatleri ardından mermiyi silahtan çıkarmadan emniyete almaya çalışıp  ateş edenler sıradan, nöbet yerinde sıkıntıdan silahla oynayıp ateş edenler ise çok az daha sıradan olarak görülürdü.

Bir gün nöbet yerimin karşısındaki Kıbrıslı Elen nöbet yerinden gelen silah sesini de unutamam. Önce bizim nöbet yerine ateş edildiğini sanmış, ardından ise karşıdaki nöbetçi için endişelenmeye başlamıştım. İntihar mı ettiğini, yoksa onun da mı silahıyla oynarken ateşlediğini yaralanan ya da ölen olup, olmadığını hiç öğrenemedim.

Nöbet yerlerimizin birinde terhisine az bir zaman kala uzun süren nöbetlere ve askerliğe dayanamayıp intihar ettiğini duyduğum genci de özellikle orada nöbetteyken hep düşünmüşümdür.  O gencin de tıpkı benim gibi askerlikten çıktıktan sonra kavuşacağı bir ailesi ve dostları vardı. Eminim onun da kurmayı planladığı bir hayatı, gerçekleştirmeyi umduğu hayalleri vardı. Belki o da bu satırları okuyup farklı bir duyguya kapılacaktı. Bunların hiçbiri olmadı ve o gencin hayalleri ve planları hayatı ile birlikte nöbetin sonun göremeden sona erdi. Geriye ise onu tanıyan insanların tarifsiz acısı kaldı.

Geçtiğimiz aylarda meclisimizin gündemine askerlik geldi. Daha doğrusu gençliğin ve ailelerin baskısı askerliği meclisin gündemine soktu. Askerlik süresinin kısaltılması, bedelli askerlik ile ilgili düzenlemeler ve asker kaçağı durumuna düşmüş kişilerin durumu öncelikli olarak gündeme geldi. Ardından ise toplum vicdanının ve örgütlerin baskısı ile vicdani red hakkını temel alan sivil kamu hizmeti alternatifi gündeme geldi.

Mecliste bir komite kuruldu ve çalışmalarına başladı. Komite önce askerle görüştü, ardından ise gençliğin talebi ile gençlik örgütü temsilcileri meclise çağrıldı. Örgütlerimizin görüşlerini orada aktardık, askerliğini yakın zamanda yapmış olanlar deneyimlerini, henüz yapmamış olanlar ise kaygılarını dile getirdi.

cumhuriyet-meclisi-toplanamadi-nisap-sorununa-takildi-13020

Askerlik süresinin kısaltılmasının yeterli olmasa dahi olumlu bir adım alacağı ve vicdani reddin hemen, daha fazla gencimiz hepse atılmadan, ya da yurt dışına kaçmak zorunda kalmadan yasallaştırılması gerektiği gerçekliğini orada aktardık. Askerde temizlik sorununa, üniversite mezunu olan ile olmayan arasındaki eşitsilziklere, nöbet saatelerinin yarattığı sorunlara değin farklı noktaları komitenin bilgisine sunduk. Komite üyesi vekiller ise bir ay kadar bir sürede sorunları ele alacaklarını bizlere aktardı.

Bizlere asker temsilcisinden aldıkları bir bilgi olduğu aşikar olan nöbetlerin dönmemesi sorunundan da bahsetmeyi es geçmediler tabi. Vicdani red ile ilgili de anayasa değişikliği gerekebileceğini bizlere aktardırlar. Ellerinde bir sihirli değnek olmadığını vurgulamayı da ihmal etmediler tabi.

Bizde de askerin belli bir sistem doğrultusunda kendi mantığı ile hareket ettiğini, farklı sistemlerin de bulunabileceği, bunun yerinin de ancak meclis olabileceğini onlara hatırlattık. Vicdani red hakkı ile ilgili olarak ise anayasa değişikliğinin gerekmediğini vekillerimize örnek de vererek açıkladık. O gün her hangi karşı argüman da sunmadı vekillerimiz. Sadece bizden bu konuyu fazla dillendirip beklenti yaratmamızı  rica ederek, onların bu konuda gerekli çalışmaları yapacaklarını söylemişlerdi.

Bugün komitede görüş belirtmemizin üzerinden iki aya yakın bir zaman geçmiş durumda. Askerlik ile ilgili meclisten her hangi olumlu bir adım ise yok. Korkarım ki vekillerimiz bir kez daha toplumsal hafızamızın zayıflığına güvenmiş durumda. Eğer öyleyse bilmeliler ki, ne askerde intihara sürükelenen gençlerimizi, ne kuşkulu ölümleri, ne yaşanan yaralanmaları, ne askerde psikolojisi bozulan gençlerimizi, ne gençleri bekleyen aileleri ve sevgilileri, ne vicdani red hakkını kullandı diye hapse atılan dostlarımızı unutmayacağız. Unutmamaktan da öte olumlu bir adım atılmadığı sürece bu tarz durumlar tekrarlanmaya ve kendini hatırlatmaya devam edecekler. Veklillerimiz şunu da bilmelidir; askerlik üzerine yoğunlaşmadıkları sürece yaşanacak her türlü kötü olayda kan onların eline de bulaşacaktır. Bugün vekillerimize #noldubizimiş diye sorarak hatırlatma yapılıyor. Yarın yaşanacak kötü bir durumda tepkiler eminim çok daha farklı boyutlarda olacaktır.

Mustafa Keleşzade

Baraka Aktivisti

Be the first to comment

Leave a Reply