BEN MİYİM TARİH DERSİNDEN KALAN HOCAM? – İSMAİL ÖZUÇAR

2014 Haziran’ıydı. Yine benim için zor bir yaz girişi olacaktı çünkü yine bütünlemeye kalmıştım. Ortaokula başladığımdan beri bütünlemeye kalmadığım bir yaz hatırlamıyorum ki zaten iki yıl oldu başlayalı. Şu Tarih dersleriyle aram bir düzelse de yaza daha mutlu girsem ne olurdu sanki.

Benim ezberle sıkıntım var arkadaş. Dersin öğretmenine de söyledim: “Ben ezberleyemiyorum hocam” dedim. Hele ki Kıbrıs Tarihi’ne gelince sanki dinlediklerim benim üzerinde yaşadığım topraklarda gerçekleşmiyor gibiydi. “Şu antlaşmanın şu maddeleri neydi?”, “Bilmem kaç yılında gerçekleşen görüşmelere kimler katıldı?”, “Rumlar kaç Türk öldürdü?”, “KKTC ne zaman kuruldu?”, “Mutlu Barış Harekatını açıklayınız”.

Ezberle anam ezberle… Çoğu zaman da Tarih hocam sınıfa geliyor ve diyor ki: “Arkadaşlar sınav soruları bu otuz soru arasından gelecek; ezberleyin, gelin”. Benim ezberimde sıkıntı var, dedim ben hocaya.

Neyse bu yaz da ezberledik bütünlemeye kalınca. Kıl payı da geçtik yani ve başladık yaza. Hani tatil ya; geçenlerde Dereboyu Caddesi’nde biraz dolaşalım dedik arkadaşlarla. Yerde mavi bir broşür gözüme çarptı. Her zaman yaptığım iş değil aslında ama aldım yerden broşürü ve baktım.

“Bağımsız Kıbrıs” yazıyordu üzerinde. Devamınıysa üşenmedim ve okudum: “Üzerinde yaşayan halklar haricinde herkesin söz sahibi olduğu bir ada” diye yazıyordu ve şöyle devam ediyordu: “Adamızın 254km2 toprağı İngiliz Askeri Üssü konumunda; Kıbrıs, batının Suriye ile yaşadığı gerilimde “uçak gemisi” konumunda”, “Kıbrıs’ın kuzeyinde yaşayan her yedi kişiye bir asker düşüyor”.

Birileri bizlere “besleme” diyor. Ve bizlerin “kurtarıcısı” olduğunu iddia edenler de “tamamen stratejik düşünüyoruz” diyormuş üzerinde yaşadığımız topraklar için.

Sonra eve geldim, kendimle kalıp düşünmeye başladım ve dedim ki “tarih dersinde hiç anlatılmıyor bunlar, kitaplarda da yazmıyor”. Hani bağımsızdı ülkemiz? Hani kurtulmuştuk? Neydi o her 20 Temmuz’da yürümelerimiz bayraklı. Peki ya şafak nöbetleri, coşkuyla tuttuğumuz? Uçan uçaklar başımızda, kurtaran değil de işgal edenler miydi yoksa? “Ezberle” dedikleri şeyi ezberleyip sınavlara giriyoruz. Sorgulamak aklımıza gelmiyor hiç. Neden her sabah “istiklal marşınız” dedikleri şeyi söylediğimizi bilmiyoruz. Neden “bağımsız” dedikleri “ülkemizin” bayrağının yanında bir bayrak daha var ki? Biz kurmamış mıydık bu cumhuriyeti? Neden birileri biz Kıbrıslı Türklere “besleme” diyebilecek cüreti buluyor kendinde?

Tüm bunların cevabını yatağımda uzanarak bulamayacağımı biliyordum. Broşürü anımsadım. 14 Ağustos Perşembe akşamı, saat 20.00’de Göçmenköy Parkı’nda yükselecekmiş “Bağımsız Kıbrıs” şiarı. Öyle yazıyordu o mavi kağıtta. Hem gençleri de düşünmüşler, konser, tiyatro tarzında etkinlikler de varmış 14 Ağustos’da!

Yaza girdiğimden beri içimdeki karın ağrısı birazcık da olsa azalmıştı. Meğer tarih derslerinden kalan ben değilmişim, tarih hocammış; dahası bu tarihi yazanlarmış!

Be the first to comment

Leave a Reply