Bu Nefret Bizim Değil! – Ahmet Karakaşlı

Canı cehenneme rahat uyuyanın
Kapısını örtenin perdesini çekenin
Yüreği yalnız kendiyle dolu olanın
Duvarları ancak çarpınca görenin
Canı cehenneme başkasının yangınıyla
Evini ısıtıp yemeğini pişirenin.

Şükrü Erbaş

İçinde bulunduğumuz teknoloji çağına rağmen ben  yazılarımı bilgisayar üzerinden değil,kalem kâğıt kullanarak yazmakta ısrar edenlerdenim.Yine bu haftaki yazımı yazmak üzere elime kalemimi aldığımda Güneydoğudan gelen çocuk ölümleri haberiyle irkildim.

 

Bu haftaki yazımı aslında uzun süredir üzerinde durduğumuz sendikalar ya da Kıbrıs’taki  çözüm süreci konusuna ayıracaktım fakat, Güneydoğu’da acıların yaşandığı bir ortamda başka bir şey yazmaya elim gitmedi.

 

Kafamda Türkiye’de yaşanan seçim süreçleri canlanıyor. 7 Haziran seçimleri geliyor aklıma…Barış diyen Hdp, barış diyen Kürt halkı…Yılların zulmüne, ötekileştirmesine, her türlü baskıya karşı, tereddüt etmeden barış taleplerini haykırabildi insanlar. Seçim süreçlerinde yaşanan katliamlara rağmen yine de barış dediler.

 

Her barış diyeni vurdular, kitapçıları yaktılar, aydınları hapse attılar. Seçim döneminde sadece barış diyen Kürtler değil barış diyen tüm halklar sarayın zulmünden nasibini aldılar. Seçim öncesinde barış diyen halklara yönelik  başlattıkları saldırıları, seçim sonrasında şiddetini artırarak özellikle güneydoğudaki  Kürtlerin yoğun olarak yasadıkları bölgelere yönelttiler. Sokağa çıkma yasağı koyarak, tanklar, silahlı askerler, ne idüğü belirsiz eli silahlı timler (Ülkücüler, İŞİD vs) şehrin göbeğinde insan avına çıktılar. Ekmek almaya giden çocukları dahi ‘terörist’ addederek vurdular. Barıştan bahsettiği ve çatışma istemediğini belirttiği konuşması esnasında Diyarbakır Baro Başkanı Tahir Elçi’yi katletdiler.

 

Çünkü Türkiye’yi yöneten önceki iktidarlar gibi, AKP de  barıştan korkuyor.. Kürtlerin dağdan inmesini ve silah bırakmasını istemiyor. Savaştan, halkların arasındaki  kin ve düşmanlıktan besleniyorlar. Amaçları Kürdün Türkten,Türkün Kürtten nefret ettiği, halkları birbirine düşman bir Türkiye. Çünkü halkların birbirini hedef aldığı bir ortamda, hırsızlıkları, yolsuzlukları, fakiri daha fakir, zengini daha zengin yapan iktidarları hedef olmayacak.  Bu oyunlarla halkları birbirine düşman etmelerine izin vermeyelim. Bırakalım kendi nefretlerinde boğulsunlar.

 

Tüm bunlar yaşandıktan sonra yarın masaya yeniden bir barış önerisi getirilse de, barışın  AKP iktidarı tarafından gelmeyeceği, AKP ile yürünecek bir yol olmadığı görülmüştür… Barış ancak, halkları birbirine düşman etmek isteyenlere karşı, halkların daha çok kenetlenmesi ve birlikte  mücadele etmesiyle gelecektir..