Çocuk Hakları Savunusu Olarak Bağımsız Kıbrıs Mücadelesi… – Cansu N. Nazlı

Başlığı okuyunca diyeceksiniz ki ne ilgisi var çocuk haklarının Kıbrıs’ın bağımsızlığıyla… Ülkemizde TC tarafından dayatılan ekonomik paketler en başta eğitim ve sağlığın özelleştirilmesini hedefliyor. Ekonomik paketlerle bir yandan kamuda çalışan eğitimcilerin ve sağlıkçıların çalışma hakları gasp edilirken öte yandan vatandaşların en temel sağlık ve eğitim hakları paralı hale getirilmektedir. Çocuk haklarının temelini oluşturan çocuğun yaşama ve gelişim hakkına öncelikle bir bakalım.

Çocukların Hayatta Kalma Hakkı

Çocuğun yaşama hakkı, beslenme, barınma ve sağlık hizmetine ulaşım gibi yeterli bir hayat seviyesine göre ihtiyaçlarının karşılanmasını ifade eder. Yani çocuğun yaşama hakkı, en başta sağlık hizmetlerinden yararlanabilmesini gerektirmektedir. Ülkemizde TC’nin ekonomik paketleriyle geriletilen kamusal sağlık sektörü ücretsiz sağlık hizmetinden yararlanmamıza engel teşkil etmekte, devlet hastanesinde sunulan kısıtlı sağlık hizmetlerinden yararlanmak için dahi para ödenmesi gerekmektedir. Hatırlayacaksınız, 2012 yılında geçirilen Sağlık Fonu Yasası ile devlet hastanelerinde bağış adı altında para alınmasının önü açılmış, bir temel hak olan ücretsiz, kamusal, nitelikli sağlık hizmetinin kuyusu kazılmaya başlanmıştı. Bu da yetmez gibi devlet hastanesindeki çocuk polikiliniğinin 2015 yılında Radyasyon Onkoloji ve Nükleer Tıp Merkezi ile aynı binaya alınması, ailelerin çocuklarını devlet hastanesine götürmesine caydırıcı bir rol oynamıştı.

Çocukların yaşama hakkının bir uzantısı olarak sağlık hizmetlerinden ücretsiz olarak faydalanabilmesini sağlamamız, tüm bunlar düşünüldüğünde ekonomik paketleriyle devletin sağlık alanından giderek çekilmesine müsaade etmemek için bugün TC’ye karşı direnmemize bağlıdır.

Çocukların Gelişim Hakkı

Çocuğun gelişim hakkına bakacak olursak, eğitim, kültürel aktivite, bilgiye erişim, oyun, dinlenme hakkı, düşünce ve din özgürlüğünü içeren bu hakka bugün ülkemizde yaşayan çocuklar ne kadar sahiptir?

Ülkemizde cami sayısı giderek artarken devlet okulu sayısının bunun çok gerisinde kalması, kur’an kursları yaygınlaştırılırken kamusal kreş ve ücretsiz etüt merkezlerinin bulunmayışı TC’nin ülkemize uyguladığı neoliberal muhafazakar politikaların tezahürüdür.

Din derslerinin zorunlu olması, çok küçük yaşlarda çocukların kur’an kurslarına katılımının ise yaygın hale gelmesi çocuğun gelişim hakkında birleşen birçok hak ve özgürlüğünü kullanmasına ya doğrudan engel teşkil etmekte ya da gölge düşürmektedir.

Devlet okullarında öğrencilerden ‘kayıt parası’, ‘karne parası’ vb nedenlerle para toplanılırken devletin özel okullara teşvik vermesi, kamusal eğitim hizmetinin bilinçli bir şekilde gerileterek çocukların parasız, bilimsel, laik, kamusal eğitim hakkını gasp etmesidir.

Devletin çocuklarımız için ücretsiz, kamusal, laik, bilimsel eğitim hizmetini sağlaması, ücretsiz, kaliteli sağlık hizmetini temin etmesi için verilecek mücadele hiç şüphe yok, TC işgaline ve ekonomik paketlerle halkımıza dayattığı neoliberal politikalara karşı verilecek örgütlü bir mücadeleyi gerektirir.

Çocuğun Korunma Hakkı

Çocuğun korunma hakkı, çocuğun her türlü istismardan, ihmalden ve sömürüden korunması, mülteci çocukların özel korunma hakkı, çocukların yargı sisteminin çocuğu koruyan hükümler içermesi, istismar mağduru çocukların rehabilite hakkını içinde barındırır. Yani çocukların istismardan korunması, çocuk haklarının tesis açısından olmazsa olmazdır. Çocuk istismarının TC politikalarıyla ne ilgisi var derseniz…

Türkiye’de AKP iktidarında geçen son 10 yılda çocuk istismarı vakalarının yüzde 700 artması, dinsel gericiliğin en başta çocukları hedef aldığının açık bir göstergesidir. Burada elbette ki çocuk istismarının tek nedeni budur gibi bir ifadede bulunmuyoruz. Çocuk istismarı ülkemizde var olan ve devletin koruyucu politikalar geliştirmediği önemli bir alanlardan biridir. Çocukların devlet tarafından korunmadığı ülkemize empoze edilmeye uğraşılan gerici politikalar, çocuk istismarını tetikleyecek ve artıracak niteliğe sahiptir. Bu yüzden Sunni İslamlaştırma politikalarına karşı mücadele etmek kendimizden evvel geleceğimiz olan çocuklara borcumuzdur.

Çocukları Haklı, Halkları Kardeş, Bağımsız Kıbrıs İçin…

Ülkemizde yaşayan tüm çocukların ayrımcılık ve istismara uğramadan, yaşama ve gelişim haklarına ulaşabilmesinin yolu, hiç kuşkusuz Bağımsız Kıbrıs talebinde sembolleşen işgale, ekonomik dayatmalara, gerici politikalara karşı verilen mücadelede kesişmektedir.
Çocukları haklı, halkları kardeş, bağımsız bir Kıbrıs için 14 Ağustos’ta sokağa…

Cansu N. Nazlı
Bağımsızlık Yolu Üyesi