EN İYİ ARKADAŞIM SENDİKA-ALİ DOĞANBAY

-Genelde ve muhtemelen tek kişi olmanı istediklerinden ötürü ve tarih boyunca kalabalıklarından fena halde korktukları için yan yana gelme isterler.  Çünkü tekil olan her şeyi kandırmak kolaydır ve tekil durumu istediğini dayatmak, istediğin gibi pazarlamak ve istediğine inandırmak için nefis ortamdır. Nefis ortamlar kapitalizmin jargonudur, ve genelde tekil sever, tek başınalık ister. Tekil durumu, seni donuna kadar soymak için en güzel durumdur, iki kişi olma ister ve iyi bir arkadaşın olsun istemez, hem iki kişi hem de iyi bir arkadaşının olması ise çok tehlikelidir çünkü iyi bir arkadaş ‘soyuluyorsun kardeşim’ der. İşte o iyi arkadaş, sendikadır.

Şöyle anlamanı isterim ki, ülkeler de soyuttur ve sadece haritanın üstünde saçma sapan çizilmiş en kötü resimlerdir (ve bence çocuklara bırakılsa çok daha güzel resimler çizeceklerdir, büyüklerin bok yemesi işte) orada yaşayan insanlar vardır ve bilirsin nefis ortamları için pazarlama ve satabilme becerisini bir politika olarak önümüze koyup inanmaması isteyenler hemen yanı başımızdaki ile bizi kavga ettirirler. Haritayı aç. Çizilmiş kötü resimlere bak. Herkes en yanındaki ile arkadaş olması gerekirken o en yanındaki ile düşman ediliyor. Arkadaş olmayalım diye uydurulmuş bu sistemin en büyük becerisi budur. Kardeşlik diye inşa edeceğimiz o çizimsiz haritasız şey sendikadır işte kardeşim. Yarın barış diye, hani şuradan elimizi uzatsak göğsümüze eli dokunacak olan, ve göğsümüzdeki acıyı birlikte tattığımız için ancak birlikte anlayacağımız Kıbrıslı Elenler ile kuracağımız onurlu ve kardeşçe barış var ya, o barış da sendikadır. Sendika, en yakın, en samimi, en sıcak, en dokunduğun, acısını bildiğin, tattığın, yaşadığın, anılarının olduğu (acısı tatlısıyla) o arkadaşındır.

Arkadaş olmamızı istemiyorlar. Sendikalı olmanı da bu yüzden istemiyorlar. O yüzden bazı ‘emek değerlisi yüce kılıflı en solcularımız’ şimdi ne gereği vardı diyor? O yüzden hep cümlemize falso vermeye çalışıp memurluğumuzdan girip mesleğimize kadar laf sokuşturmaya çalışıyorlar. Korkmayın. Arkadaş olun. Aynı karından doğmasa da (ki gerek yok buna) aynı yoldan kardeş olanların, acısı, tarihi, umudu, düşü, yarını ve hatırası olanların, ister dünyanın kalan yarım küresinde ister bölünmüş küresinde olsun el ele verip dayanışmasına engel olamayacaklar. Yoksa bir sendikaya üye olmak basit iş kardeşlerim, ve siz emeği emekletmeyi en yüce değer sanan solcular, gazeteleriniz, televizyonlarınız ancak tekil kalsın da ben istediğim gibi onu dizayn edeyim diyen zihniyetin şekil cumhuriyetidir, şekil solculuğudur, bir sendikaya üye olmak inan bana küçük iştir, bizim için sendika, dayanışmadır, barışmaktır, kardeşliktir, yan yana gelmektir, hiç yüzünü bile görmediğin insanlarla aynı kahra rakı kadehi olmaktır, Neşet Ertaş türküsü söylemektir, Ahmet Kaya gibi ‘çat diye çatlasın ulan’ diyebilmektir! Sendikalı olacağız, çünkü barışı getireceğiz, arkadaşlığı getireceğiz, kardeşliği getireceğiz, anıları getireceğiz bu ülkeye.

Çünkü dikkat et; sendikasız çalıştırmak yasaklansın dediğin zaman sana davrandıkları halet-i ruhiye ile barış akp’nin dayatmaları ve gerici politikaları ile mi gelecek dediğin zamanki aynıdır. Çünkü istedikleri aynıdır. Arkadaş olma.  Dayanışma. Barışma. Kardeş olma. Elini uzatma. Direnme. Neden? Çünkü, burada da artık fena halde peyda olan ve nefis ortamlara akmakta olan ve ‘emeğin emekleticileri amblemini’ sadece özel günlerinde kullanan ve hani dini alet ederek ve insanları sömürerek her türlü hırsızlığına, adaletsizliğine ve yalancılığına kılıf bulanlar gibi, kendi gemisini karaya çıkaran kaptan en iyi kaptandır desturu ile artık çığırından çıkan bir dünyadan bakarak, her türlü dayanışmayı, arkadaşlığı, sırt vermeyi, yan yana durmayı “basit olaylar” olarak görüp “anlamsızlaştırmak” için konuşuyorlar. Bu konuşan parti solcu. Yani, arkadaş olmayı en çok sahiplenecek parti. Bu partinin başkanı solcu. Daha bir ay evvel Syriza bizim 70 model başak rengi otomobilimizdi, biz onu icat ettik, piyasaya sürdük demişlerdi. Peki, bu partinin gençlik kolları ne yapar? Arkadaşlığın, tanımadığı insanla arkadaş olmanın ve tanımadığı arkadaşlar için dayanışmanın önemi konuşulmuyor mu hiç? Madem konuşulmuyor sabahtan akşama kadar niye barış diyerek ‘barışı pazarlamaya’ çalışıyorlar bize? Arkadaşlık, basit olay mıdır? Arkadaşlık etmek basit midir? Basit olaylar nereye kadar basittir? Bazı coğrafyalarda zira, kadınlar her gün katledilip öldürülürken, gazeteleri ve televizyonları ile bir algı inşaatında insan üstümüze çimentoyu dökerlerken, “çılgın aşığı” “eski kocası” “akıl sağlığı yerinde olmayan” “gecenin vaktinde” gibi betonlarla hadiseyi “basit bir olaya” çekip “anlamsızlaştırmaya” çalışmıyorlar mıydı?  Fark etmez ki,  karı-koca, âşık-sevgili, kadın-erkek, harita-ülke emek-sol, hemen yanı başındaki herkes ile düşman ol, katil ol, kavga çıkar, öldür, yan yana durma, tekil dur, kendin için savaş, kendini sev, kendini önemse diyor, bir tek arkadaş olma diyor, yanındakiyle, en yanınla! Ama olacağız arkadaşım! Burada da olacağız. Sendikalı olacağız, arkadaş olacağız, sırt olacağız, arka olacağız, kardeş olacağız, barış olacağız ve bu ülkeyi bütün çimentolarından ve beton zihniyetlerinden kurtarıp “şimdi emekleterek yürüttüğünüz emeği de” gerçek ve hakiki bir yücelikle insanların ellerine vereceğiz.

O yüzden bunlara inanmayın kardeşlerim. Bunların dediği senin faydana zarardır zararlı dedikleri ne varsa da faydalıdır. İnan bana. Sendikalı olmaktan korkma. İnsan güzel arkadaşları kolay bulmaz, sen güzel bir insanı kaybetmek ister misin? Arkadaşın olsun ki, hakkın olsun. Bu çatıyı kuracağız ve kimin neden korktuğunu gözlerinden okuyoruz.  Ha, bugüne kadar yazılmış bütün sendikaları da yeniden kuracağız, çünkü iyi bişey söylerken onun yerine anlamlı bir şey koymak yerine kötünün üzerinden yürüyerek her şeyi kötülemeyi ve o kötüden bir boş vermişlik çıkarmayı zekâ ve akıl işi sanan herkes için bir daha diyorum, sendikaları da yeniden kuracağız ve tekrar edeyim, sendika dediğimiz burada basit iştir, kolay iştir, senin neden korktuğunu biliyorum ve o yüzden korktuğun şeyi yapmaktan korkmuyorum. Sendikalı olacağız. Hiç tanımadığımız hem de dünyanın bir köşesindeki o bi sürü arkadaşla bir olarak, yan olarak, yan yana olarak…

…Geziden bu yüzden korkarlar, çünkü Gezi dediğin de bir sendikadır. Yırca dediğin de bir sendikadır. Velidebağ dediğin de bir sendikadır. Carettepe sendikadır, ve şimdi Sinop’tan Mersin’e direnen, omuz veren, arkadaş olan ve çoğu birbirini tanımayan onlar var ya, işte onların hepsi de sendikadır…

Korkma, senin de bir sendikan olsun.  Sendika, en iyi arkadaştır, arkadaş olmaktan korkma.

ALİ DOĞANBAY

Be the first to comment

Leave a Reply