‘Modası Geçmiş’ Siyasetler ve Yeni CTP – Cansu N. Nazlı

Hükümetin hukuksuz icraatlarına ardı ardına ara emirleri gelen gündemin hükümeti taşlama ritüeline kapılmadan bu kanun hükmünde kararnamelerin CTP tarafından sadece usulünün dert edinildiği dile getirmiştik. Muhaceret Affı’nın zaten kendi hükümet ettikleri dönem de çeşitli zamanlarda geçtiğini, bunun esasıyla ilgili bir dertleri olmadığı, sadece Meclis tatildeyken ivedi olmadığı halde kanun hükmünde kararname ile geçmesinin usulsüzlüğünün problem olduğu CTP yetkililerince bile kabul edilmişti.

Çalışma Affı olarak anılan düzenleme ile ise, kaçak işçi çalıştıran patrona ceza indirimi getirilmesinin yanı sıra çalıştırılan kaçak işçi sayısı arttıkça, buna ters orantılı biçimde, ceza miktarının azalması öngörülüyordu. Patronlara yakalanana kadar kaçak işçi çalıştırma imkanı sunan bu düzenleme kayıt dışı işçi çalıştırmaya anında ceza kesilmesi yerine 15 günlük süre tanınması tasarlanmıştı.

“Bir kereden bir şey olmaz!”

Tüm bunlar yetmezmiş gibi, kaçak işçi çalıştıranların devlet ihalelerine girme yasağı, 1 yıl içerisinde 1 kereden fazla kaçak işçi çalıştırılmadığı takdirde ihaleye girme hakkı olacağı şeklinde esnetildi.

İdari para cezasını tahsil edebilmek kisvesiyle kayıtsız işçi çalıştırmayı deyim yerindeyse teşvik eden bu düzenleme geçtiğimiz hafta Meclis’in 2 UBP, 2 CTP, 1 DP Milletvekilinden oluşan ilgili komitesinden OY BİRLİĞİ ile geçmiş. Dahası, Çalışma Bakanı Ersan Saner ile CTP’li Eski İçişleri Bakanı olan Teberrüken Uluçay da bu komitenin çalışmasına iştirak etmiş.

Keza Meclis’e sunulurken de yasa tasarısı üzerinde komitede ne kadar uyumlu şekilde çalışıp anlaştıklarını söylemeden geçememiş CTP’li vekil Uluçay.

Meşruiyet İllüzyonu

Özel sektörde çalışma yaşamını işçiler için en tekinsiz hale getiren ‘kayıtsızlık’ için öngörülen ceza indirimi, UBP-DP-CTP iş birliğiyle, geniş kesimlerce kabul gören bir düzenlemeymişçesine komiteden OY BİRLİĞİ, Meclis’ten oy çokluğuyla geçerken aslında oldukça dar bir grubu temsil ediyordu.

Çalışanların can güvenliğini, iş güvencesini, geleceğini tehlikeye sokan kayıtsız çalıştırılmanın yaptırımı, neoliberal politikaların usulüne uygun bir biçimde hukuk kuralı formu aldığı kktc meclisinde hafifletilirken özel sektör çalışanlarının yükünü ağırlaştırıyordu.

Haysiyet isimli Toplama Kampı gibi ‘Çalışma Affı’…

İşte böylesi bir düzenlemenin Çalışma ve Muhaceret Affı diye anılması, kayıtsız işçi çalıştırmanın yaptırımı olan idari para cezasını indirmenin kamu alacağının tahsilini kolaylaştırmak olarak gerekçelendirilmesi ve nicelerini her gördüğümde Güney Amerikalı yazar Eduardo Galeano’nun sade ancak oldukça çarpıcı sözlerini anımsıyorum.

“Viktoryen çağ’da evli olmayan hanımların önünde pantolonlardan bahsedemezdiniz. Bugün de kamuoyu önünde bazı şeyleri söylemek iyi karşılanmaz: Kapitalizm sahne ismi olarak pazar ekonomisi‘ni kullanıyor; emperyalizme ise küreselleşme deniyor; cücelere çocuk demek gibi bir şey bu;

(…) Yoksullara yoksun, dar gelirli ya da kıt kaynaklı insanlar deniyor; yoksul çocukların eğitim sistemi tarafından dışlanması, eğitimi yarıda bırakma adı altında tanıtılıyor; patronun, işçinin tazminatsız ve açıklamasız işine son verme hakkına emek piyasasının esnekliği deniyor;

(…) 1995’te Fransa Güney Pasifik’te nükleer denemeler yaparken, Fransız Büyükelçisi Yeni Zelanda’da açıkladı: “Bu bomba kelimesi hoşuma gitmiyor, bomba değil bunlar, bunlar patlayan mekanizmalar; Şili diktatörlüğündeki toplama kamplarından birinin adı haysiyet…”

YENİ CTP…

Yaz aylarında aleyhinde CTP tarafından ara emri talep edilen sermaye dostu, emek düşmanı düzenlemelerin bazıları Meclis’e taşınınca bırakın muhalefet yapılmasını, neredeyse övgüyle karşılandı. Yani yeni CTP’nin kurultay sonraki ilk hamlesi, hukuka uygunluktan taviz vermemek pahasına cüceye çocuk demek oldu…

‘Modası Geçmiş’ Bir Talep: SENDİKALAŞMA

‘Yeni’ söylemlerle egemenlerden yana saf tutan siyasilere inat, kayıtsız işçi çalıştırmaya son tahlilde engel olacak yolun özel sektörde sendikalaşma olduğu açıktır. Nitekim, TDP Milletvekili Angolemli’nin meclis konuşmasında bu yöndeki vurgusu ve olumsuz oyunu da oldukça önemlidir.

Bugün gerek liberal siyasiler gerekse postmodern entelektüellerce ‘modası geçmiş’ bulunsa da hayatını emeğiyle kazanan kitleler için yeni’nin inşasını, patronlara tumturaklı söylemlerle kıyak çekmek değil, sendikasız çalıştırılmanın yasaklanması sağlayacaktır.

Cansu N. Nazlı

Bağımsızlık Yolu Üyesi