Sığınma evi hemen şimdi!-Cansu N. Nazlı

Geçtiğimiz cumartesi, Sosyal Riskleri Önleme Vakfı (SORÖV) 2011 yılından beri büyük zorluklar ve özveriyle yürüttükleri kadın sığınma evini kapattıklarını basına duyurdu. Sesi titreyerek şu sözlerle bitirdi konuşmasını vakfın mütevelli heyetinden İlknur: Dün itibariyle artık kktc’de şiddete uğrayan kadınların sığınabilecekleri bir yer olmadığını üzülerek bildiririz. Aslında belki de son sözü bu değildi ama ben en son bunu duymuştum. Kafama balyoz yemişim gibi basın açıklamasına beraber gittiğim, yanımda duran aktivist arkadaşıma baktım, onun da benden bir farkı yoktu.

Bir taraftan devlet zaten görevi olan sığınma evi için bir girişimde bulunmadığı gibi her ay ödeyeceği konusunda anlaşılan cüzi miktarda katkı payını bile aylardır vermiyordu. Polis buraya ada yarısının her yanından sığınacak kadın getirmesine rağmen kapıda güvenliği sağlayacak bir memur bulunamıyordu.

Kadın Olmanın Dayanılmaz Ağırlığı

“Bu ülkede kadına şiddet yoktur” miti bile artık miyadını doldurdu. Bu ülkede kadın olmak zordur.

Memleketindeki savaştan kaçarak can havliyle sığınmışsan bu ada yarısına, ülkene geri gönderilme korkusuyla çocuğunla beraber parmaklıklar ardında gözaltında beklersin.

Seks kölesi olarak çalıştırıldığın gece kulübünden evvel, pasaportuna el koyan devlet seni sağlık kontrolleri için bir odaya kilitleyip başına da kaçmaman için bir adam diker. Kurtuluşu hastanenin 5. katından atlamakta görebildiğin bir yaşamın olur, buna yaşamak denirse tabi.

Bir özel sektör çalışanıysan doğurmak için izne çıktığın bebeğini yeni kucağına almışken işini kaybedebilir, çektiğin gelecek kaygısına yeni doğmuş bebeğininkini de eklersin.

Sana şiddet uygulayan kocandan boşanmaya çalışırken kadına şiddet konusunda pek duyarlı sandığın bir psikiyatr mahkemeye uzman olarak gelip bunun kültürümüzde olduğunu söyleyerek yaşadığın şiddeti normalleştirebilir, sonra pirincin taşını ayıklarsın.

Seninle evlenirken attığı imzayı senin tapun sayan bir kocan varsa, hemen herkesin her an yaptığı şeyi yapsan, mesela telefonunu kurcalasan hayatından olabilirsin.

Eski kocanın bangır bangır seni ölümle tehdit ettiği ve polisten koruma talep ettiğin halde adam seni elini kolunu sallaya sallaya öldürebilir çünkü polisi can güvenliğini koruması gerektiğine bir türlü ikna edememişsindir.

Kadının ve Emeğin Beraber Özgürleşmesi

Bugün başta Koordinasyon Ofisi olmak üzere AKP’nin adamıza dayattığı gerici politikalar, hemen her gün mobinge uğrayıp işimizi kaybetmemek için sesimizi çıkarmadığımız güvencesiz çalışma koşulları, biz daha doğmadan cinsiyetimize yüklenen geleneksel rollerin ağır yükü, devletin sosyal politikalardan elini eteğini giderek çekmesini sağlayan hükümetler… Bunların hepsi yarattıkları çaresizliklerle aslında bu ada yarısında yaşayan biz kadınları yaşarken mezara sokmak istiyor.

Üzgün olmaktansa öfkeli olmayı tercih ederiz

Evet, 227 kadın ve beraberindeki 114 çocuğa çatı olan sığınma evi kapandı. Kaç yüz kadın ve çocuk kendilerine uygulanan şiddetten kaçıp başlarını sokacak bir dam artık bulamayacak, bilmiyoruz. Devlet adli yardım sağlamadığından kaç kadın boşanma davası açamıyor, koruma emrine başvuramıyor, bilmiyoruz. Kaç kadın boşanma davası açabilmesine rağmen sadece duruşma günleri mahkemeye gelmesi gerektiği için bile işini kaybetme tehdidi altındadır, bilmiyoruz. Kaç kadın iş bulsa dahi çalışırken çocuğunu bırakabileceği birileri olmadığı için şiddet gördüğü yerden ayrılamıyordur bilmiyoruz. Ancak bildiğimiz bir şey var ki, bir bakanın karşımıza geçip gelecek sene sığınma evi açılacağı palavrasını dinleyecek sabrımız ve toleransımız kalmamıştır.

Tüm yaşam alanlarımız, evlerimiz, iş yerlerimiz, sokaklar biz kadınlar için her anlamda güvenli bir hale gelene değin sosyal hizmetlere daha fazla bütçe ayrılması, kamusal kreşler açılması, özel sektöre sendikanın zorunlu hale getirilmesi, adli yardım sağlanması, sığınma evi açılması, mültecilerin insanca yaşam koşullarına kavuşması, gece kulüplerinin kapatılması gibi taleplerimizi eş zamanlı yükselteceğiz. Bedenimizin ve emeğimizin sömürülmesine karşı örmekte olduğumuz mücadeleyle yaşamımıza sahip çıkacağız!

Sığınma Evi Hemen Şimdi!

Cansu N. Nazlı
Bağımsızlık Yolu Üyesi