VE ARTIK SÖZ BİTTİ – Hasan Yıkıcı

1453435_713400612003651_684313770_nBitsin söz artık ve sokağın nefesi solunsun…

En net karaları bir sonraki toplantı tarihinin belirlenmesi olan toplantılarla veya günü kurtarmalık ‘radikallik’ süsü verilmiş sansasyonel eylemlerle ne zamma karşı bir direniş örülebilir ne de halk direniş sürecine angaje edilebilir. Hayatı solumayan, solusa bile o soluğunu içine çekmeyen, soluğun içine giremeyen bir muhalefet masa başı toplantıları ve basın bildirileri muhalefetçiliğinden öteye geçemez. Ki geçemiyor da.

Aradan 2 hafta geçmesine rağmen ve halkın muhalefet unsurlarından beklentisi olmasına rağmen ne sendikal muhalefet ne de muhalefet partileri, toplumsal beklentileri karşılayabilecek bir refleks gösteremedi. Refleks diyorum çünkü toplumsal muhalefet bileşenlerinin kritik anlarda gösterecekleri refleks ve ardından gelen iradi tavırlar pek çok şeyin değişmesine ve yollar içinde yeni yolların açılabilmesini sağlamaktadır. Fakat kaldı ki, refleks güdülerini yitirmiş bir muhalefetten, bürokratileşmiş mekanizmaların içinde karar üretmeye çalışan sendikal hareketten ve direniş sözünü sadece ‘tarihsel günlerde’ tekrar eden sol ritüeller kıskacına saplanmış sol partilerden bahsetmekteyiz. Katılaşmış tüm mekanizma ve alışkanlıkların dışında belli bir anda refleks gösterebilmek katılaşmış tüm mekanizmaların ve yöntemlerin dışına çıkıp ‘nefes’ alma bakımından önemlidir. Elektrik zammı sonrasındaki 2 hafta bizlere nefes almakta güçlük çeken, refleks geliştiremeyen bir toplumsal muhalefetin varlığını göstermiş oldu.

Demek ki zamlarla şekillenen yeni hükümet döneminde nefessizlikle şekillenecek olan ve yine aynı teraneleri dinleyeceğimiz bir muhalefet dönemine de gebe.

Nefes almak lazım ama

Ama nefes almak lazım… Salonlardan, toplantı odalarından, basın açıklamalarından, içinden öfkeli ama öfkesiz sözler taşan ağızlardan, yorulmayan ağzılardan taşan sözlerden çekip alıp yorgunluğumuzu  sokağın soluğuna vermeliyiz kendimizi. Çünkü muhalefet bileşenleri olarak nefes almak istiyorsak, direnişe soluk katmak niyetindeysek bunu yeri toplantı odalar veya basın açıklamaları yapılan kürsüler değildir. Artık biraz susalım. Eylemimiz sözlesin sözü…

Kürsü muhabbeti değil sokak muhalefeti

 

Kürsülerden sert ve keskin laflar söylemekle, ekranlar karşısında dil dökmekle muhalefet örülmez.

Sadece eyleme çağrı yaparak da değil, sadece eylemle de değil ama…

Dokunmak lazım, insanların içindeki sızıya, dilindeki küfüre gözlerindeki öfkeye değmek lazım.

İçimizdeki sızıdan, dilimizdeki küfürden, gözümüzdeki sinirden ayrı ve ırak tutmamak lazım… Dokunmak lazım, dokunarak dokumak lazım direnişten yeni bir hayatın girizgahını…

Haydi sokağa, yeni bir hayatın dikişlerini dokumaya.

 

Hasan Yıkıcı

Baraka Kültür Merkezi Aktivisti

Be the first to comment

Leave a Reply