KIB-TEK 54 milyon TL kâr ile kapattı

EL-SEN Başkanı Çağlayan Cesurer Kıbrıs’ın kuzeyinde  toplumun üretimden tamamen koptuğunu ve böyle sürmesi halinde günün sonunda  Cumhuriyet Meclisi’nin dahi özelleştirileceğini ifade etti

Haberal Kıbrıslı Gazetesi’nden Özge Kizir’in haberine göre;

EL-SEN Başkanı Çağlayan Cesurer toplumun üretimden tamamen koptuğunu ve bu şekilde devam ederse günün sonunda Cumhuriyet Meclisi’nin de özelleştirileceğini ifade ederek,  “Sadece protokolde yazanları hayata geçirmek için bir algı içerisindedirler, ama bu o kadar kolay olmayacak” dedi.
Kartal Harman’ın sunup yönettiği “Ayaküstü 1 Saat” programının konuğu, Kıbrıs Türk Elektrik Kurumu Çalışanları Sendikası (EL-SEN) Başkanı Çağlayan Cesurer oldu.
Halkın çıkarlarının ön planda olduğunu vurgulayan Cesurer, “Biz bir önceki dönemde bir açıklama yapmıştık. Eğer kurum özerk ve profesyonel bir yapıya kavuşturulursa, sendika niçin özerk ve profesyonel bir yapı diyor? Çünkü hem hükümet kanadının, hem muhalefetin, hem de ilgili sivil toplum örgütlerinin, yani çalışanın temsil edileceği ve ortak akılla yönetileceği bir yapı istiyoruz. Bu yapıda çalışan daha zor durumadır. Çünkü ülkemizde siyasiyi idare etmek çok daha kolay olabilir. Her Allah’ın günü seçim vardır. Geçen günlerde basına bir açıklama yapmıştık. Sürdürülebilir bir yapıya geçildiğinde çalışanların, yapmaları gereken varsa- taşın altına elini sokacağının da altına çizdim” dedi.
“Santraller bu ülkeye getirildiği gün yönetim kurulu görevden alınmak istendi”
Siyasilerin ülkede birçok projeyi hayata geçirmediğini ifade eden Cesurer, sözlerine şöyle devam etti:
“Siyasilerin hayata geçirmediği o kadar çok proje var ki…  Bu ülkede geçen yıl 35 megavatlık santral yapıldı. Açılışında bir bakıyoruz ki -siyasi partiler çiçekçi dükkânın açılacağı zaman kırlangıç gibi diziliyorlar- hiçbiri yoktu. Çünkü protokollerde ‘siz santral yapmayacaksınız’ diyordu. Bu santraller bu ülkeye getirildiği gün yönetim kurulu görevden alınmak istendi.
“Bize balık tutmayı öğretmek yerine maalesef hazır halde önümüze konuldu”
Bu toplumun cebinden 1 milyar doların ekstradan çıkmasının önüne geçtiği içindir. Sendika olarak toplum adına yapılan bu icraatlara sahip çıktık ve ‘aynı şeyi hangi siyasi görüş yaparsa yapsın, bunun arkasında olacağız’ dedik. Yanlışa da biz ortak olmayacağız. Bize balık tutmayı öğretmek yerine maalesef hazır halde önümüze koydular. Biz toplum olarak çocuklarımızın geleceğinden çaldık.”
“KIB-TEK’i bölerek ilk adımı atmak istiyorlar”
KIB-TEK’in dağıtımının özelleştirilmesi konusunda değerlendirmede bulunan Cesurer, “Enerji sektöründeki bir kurumu piyasaya açacaksanız 3 şirkete bölersiniz. Bunlar ‘Üretim’, ‘İletim’ ve ‘Dağıtım’dır. Burada yapılmak istenen hazır hale getirmek içindir. Örneğin ‘KIB-TEK’i özelleştirme’ dediğiniz an bu durum kolay değildir. Fakat bunu 3’e bölerseniz ve ayrı şirketler kurarsanız, ilk adımı atmış olursunuz. Biz hep şunu söylüyoruz: eğer siz KIB-TEK’te maliyetlerin belirlenmesiyle ilgili üretim, iletim ve dağıtımla ilgili düzenlemeler yapacaksanız bu durum farklı bir şeydir, ama ayrı şirket olarak bunu hayata geçirmek, özelleştirmenin ilk adımı olduğu için bizim tepkimiz de o noktada olacaktır” şeklinde konuştu.
“Alalım veya almayalım her ay 6 milyon TL gibi sabit bir rakam ödeniyor”
Enerji fiyatları konusunda yanlış bir algının olduğuna dikkat çeken Cesurer şunları söyledi:
“Elektrik fiyatları yüksek, ama ‘elektrik fiyatları yüksektir’ derken, özellikle bu yükselmenin nedenlerinin net olarak bilinmesi gerekiyor. Bu ülkeye ilk olarak 2003 yıllarında enerji üretimiyle ilgilenen özel bir şirket geliyor. Daha ucuz enerji ve ucuz enerji ile birlikte kesintisiz enerji nedenleriyle geliyor. Şu anda ülkemiz enerjide yarısından fazlasını üretiyor. Arz güvenliği bize verilmedi. Bugün enerjide bir kuruş milyonlarla ifade ediliyor. Biz toplum olarak her ay o şirkete, alalım veya almayalım 6 milyon TL gibi sabit bir rakam ödüyoruz. Bu durumlar da faturalara yansıyor.”
“2013 yılında pahalılıkta AB’de 6. Sıradaydık”
2013’te Avrupa Birliği’nin pahalılık sırasında Kıbrıs’ın 6. sırada yer aldığını ifade eden Cesurer, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Avrupa Birliği bu kadar küçük ölçekli ülkede şunu söylüyor: bırakın özelleştirmeyi özele dahi açmayın, çünkü rekabet ortamı olmayacak ve fiyatlar artacak. Biz bu ülkede bunun tecrübesini yaşadık. Son alınan tedbirlerle fiyatların dünya ortalaması ile ilgili olarak önünde iki tane tablo var ve bu tabloya baktığım zaman 2013 yılında pahalılıkta Avrupa Birliği’nde (AB) 6. sıradaydık. Bizden sonra gelenler İspanya, İtalya ve Güney Kıbrıs şeklinde gidiyor. Bu süreç devam etti ve şu anda 2015 yılında 14. sıraya girdik. Orta yerde bir noktaya geldik ve bu düşmeye de devam ediyor.
“Fiyatların yükselmesiyle ilgili senaryolar uygulanıyordu”
Fiyatların yükselmesiyle ilgili senaryolar uygulanıyordu. AKSA’ya oraya yatırım yaptı diye her ay 6 milyon TL ödüyoruz. Oranın fiyatı da Amerikan Borsası’na bağlıdır. Dolar yükseldiğinde üzerine koyarak ödüyoruz. Ne ilginçtir ki bu olmasına rağmen 2012 yıllarındaki protokollerde de ‘santral yapılamaz’ ifadeleri vardı. ‘Neden yapılamaz’ diye sorduk. Çünkü AKSA’ya yeni alım garantileri verilecek, o dönemde KIB-TEK yönetim kurulu bu santrallerle ilgili ciddi olarak sıkıntıya yürüdüğü için Sayıştaylığa başvurdu. ‘Bu santralleri KIB-TEK yaparsa ne olur, özel yaparsa ne olur’ ön bilgi verin diye Sayıştaylıktan bir rapor istedi.
“6 milyonlar 8-9 milyonlara çıkacaktı”
Rapor ise şunu diyordu: ‘Eğer bu santralleri KIB-TEK yapmazsa sözleşme süresi içerisinde 1 milyar 85 milyon 663 bin 651 Amerikan Doları ekstradan ödeme yapacak.’ Şu anda bahsetmiş olduğumuz 6 milyonlar 8-9 milyonlara çıkacaktı. Bunu katlayarak ödeyecektik. Bugün elektrik fiyatlarının daha da yukarısında olacaktı. Bunu yapan sendikalarımız değildir. Bunu yapan siyasilerimizdir. Bu noktada da ilginçtir bu Sayıştay raporlarına rağmen dönemin bakanı Sunat Atun yine AKSA’ya 200 milyon kilovat saat alım garantili anlaşma yapmaya çalışırdı.
Günün sonunda sanırım sırada Meclis vardır”
İşte bu noktada da sendika inisiyatif alıp ‘hayır buna müsaade etmeyeceğiz’ diyordu. Elbette kamuoyunda hep şu algı vardır, sendikanın bunları hayata geçirirken sadece çalışanları ile ilgili değil, topluma olan sorumlulukları nedeniyledir. Yoksa eğer sendikanın duruşları olmamış olsaydı bugün bu kurumu biz çoktan diğer kurumlarda olduğu gibi kaybederdik. Toplum üretimden tamamen koptu ve bu şekilde eğer savunmazsa günün sonunda da sanırım sırada da özelleştirme sırasında Meclis vardır. Çünkü başka satacak bir şey kalmadı. 3 tane kurumumuz var. Liman, Telefon ve Elektrik’ten bahsediyorlar ve bunun dünyadaki örneklerini vermeye çalışıyorlar. Ama dünyadaki örneklerinin neler olduğunu maalesef bilmiyorlar. Sadece protokolde yazanları hayata geçirmek için bir algı içerisindedirler, ama bu o kadar kolay olmayacak.”

 

“Geçmişte battı denilen KIB-TEK, geçen yıl 54 milyon TL kar ile kapattı”
Düne göre çok farklı noktada olduklarını belirten Cesurer şöyle dedi:
“Özellikle geçmişte, 2012-2015 yılında kesilen elektrik miktarının toplamı 27 bin civarıdır. Şu anda geldiğimiz nokta son 3 aylık sürede 416 civarında bir rakam vardır. Bu da 12 ayda tahmini olarak 1664 kişiye tekabül eder. Fakat bu geçen yıl 2015’te 27 bin kişinin enerjisi kesilmişti. 27 binden 1500’e düştü yani sistem kurulmaya başladı. Eğer siz birinin elektriğini 500 lira için kesiyorsanız diğerine de aynı muameleyi yapmakla yükümlüsünüz. Burada aslında esas sıkıntı bugüne kadar 2008’den beri sendikanın talep ettiği elektronik sayaçlara geçme ile ilgili bir talebi var. Bu sayaçlar en yoğun şekilde 2015 yılında takıldı. Bunlar da siyasete rağmendi. Geçmişte battı denilen KIB-TEK, geçen yıl 54 milyon TL kar ile kapattı.”
“Samimi değiller”
Fizibilite raporu konusunda değerlendirmede bulunan Cesurer, sözlerini şöyle tamamladı:
“Bu raporu dilimin döndüğünce anlatmaya çalıştım. Siyaset bunu sakladı ve ulaştırmadı. Bu raporun içeriğine bağlı olarak yanılmıyorsam 2012 veya sonrası da olabilir 20 Temmuz törenlerinde TC Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan o dönemde başbakandı. Burada geldiğinde ise ‘Türkiye’den elektrik getirilmesine gerek yok zaten maliyetler uygun değil’ diye açıklaması vardı. Peki, bunu neye göre diyor? İşte bu raporlara göre diyor. Siyasetçiler Amman! Daha ucuza yarı yarıya getiriyoruz diyor. Bu işin içinde başka bir şey var. Samimi değiller.”