Yarısı Anlatılan Hikayeler, Kahramanlar, Lemar ve Metropol – Mustafa Keleşzade

Metropol Market’in çalışanlarından maaş kesintisi konusu sosyal medyada oldukça gündem oldu. Halkın tepkisinin ardından önce sosyal medya hesaplarını kapatıp fırtınanın dinmesini bekleyen Metropol Market bugün hesabını açarak evlere şenlik bir hikaye anlattı. 


Biz emekçiyi resmi izinde çalıştırınca maaşının iki katını ödüyoruz deyip, yasanın gerektirdiğini yaptığı için alkış istedi. Bu kadar borcumuz var deyip banka kredilerini ve piyasa borçlarını paylaştı. Sanki o borcu emekçi yapmış ya da üç kuruş para alan emekçinin parası ile o borcu kapatması olasıymış veya adilmiş gibi. Ama en kritiği ise biz çalışanımızın yatırımını maaşları üzerinden yapıyoruz, bizi eleştirenler de nasıl yaptıklarını açıklasınlar dediler.

Burası kritik çünkü açıkça Metropol fırsatçısı Lemar’ın anlattığı “emekçiye değer veren vefakar iş yeri” hikayesine bir cevap var burada. “Beni eleştiren önce bir kendisine baksın” diyorlar akıllarınca. 

Açıkcası Lemar’ın da, Metropol’ün de kendi anlattıkları hikayelerde gördükleri kahramanlar kendileridir. Bunda da samimi olduklarına düşünüyorum. Gerçekten kendilerini kahraman görüyorlar!!! İşte dinlediğimiz hikayenin yarısı olması da tam da bu noktadandır. 

Lemar’ı Lemar, Metropol’ü Metropol yapan diğer yarı yani emekçiler ne anlatıyorlar? Hiçbir şey! Hikayeyi bir de kendi dillerinden anlatacak dilleri var ama bunu sağlayacak bir güvenceleri, yani sendikaları yok! 

Bizler hikayenin bütününü dinleme şansına erişene kadar Metropol’ün hikayesinin kahramanı Metropol yönetimi, Lemar’ın hikayesinin kahramanı ise Lemar yönetimi olacak. 

O nedenle; 
#ÖzelSektöreSendika
#SendikasızÇalıştırılımakYasaklansın

Bu meseleyi takip ederken aklıma gelen bir Brech Şiiri’ni de paylaşayım.

Okumuş Bir İşçi Soruyor


Yedi kapılı Teb şehrini kuran kim?
Kitaplar yalnız kralların adını yazar.
Yoksa kayaları taşıyan krallar mı?
Bir de Babil varmış boyuna yıkılan,
kim yapmış Babil’i her seferinde?
Yapı işçileri hangi evinde oturmuşlar
altınlar içinde yüzen Lima’nın?
Ne oldular dersin duvarcılar
Çin Seddi bitince?

Yüce Roma’da zafer anıtı ne kadar çok!
Kimlerdir acaba bu anıtları dikenler?
Sezar kimleri yendi de kazandı bu zaferleri?
Yok muydu saraylardan başka oturacak yer
dillere destan olmuş koca Bizans’ta?

Atlantik’te, o masallar ülkesinde bile,
boğulurken insanlar
uluyan denizde bir gece yarısı,
bağırıp imdat istedilerdi kölelerinden.

Hindistan’ı nasıl aldıydı tüysüz İskender?
Tek başına mı aldıydı orayı?
Nasıl yendiydi Galyalılar’ı Sezar?
E bir aşçı olsun yok muydu yanında?
İspanyalı Filip ağladı derler
batınca tekmil filosu.
Ondan başkası ağlamadı mı?
Yediyıl Savaşı’nı 2. Frederik kazanmış?
Yok muydu ondan başka kazanan?

Kitapların her sayfasında bir zafer yazılı.
Ama pişiren kim zafer aşını?
Her adımda fırt demiş fırlamış bir büyük adam.
ama ödeyen kimler harcanan paraları?

İşte bir sürü olay sana
Ve bir sürü soru.

Mustafa Keleşzade

Bağımsızlık Yolu Basın, Yayın ve Propaganda Sekreteri