YAYALAŞTIRMA PROJESİ – Mustafa Batak

downloadyGeçtiğimiz hafta, başkent Lefkoşa adına oldukça hareketliydi. Elektriğe gelen %30’a varan zam, sendikaları, siyasi partileri ve örgütleri sokağa dökerek hafta boyunca eylemler gerçekleştirildi.

Gelen zamma yükselen sesler sadece Lefkoşa da olmadı tabi ama Lefkoşa için farklı bir homurdanma nedeni daha vardı.

Asmaaltı’nı yayalaştırma projesi…

Lefkoşa Türk Belediyesi tarafından uygulamaya konulan projede temel amaç Sarayönü olarak bilinen noktadan (Asmaaltı’nı da içine alacak şekilde) Bandabuliya’ya kadar olan mesafeyi, araçlara kapatarak yayalara açmak.

Bu sayede, alışveriş, dinlenme, gezi vb. gibi çeşitli amaçlar için o bölgeye giden insanların işlerini daha rahat görmesi ve unutulan surlariçi’nin canlanması hedefleniyor.

Dünya da bölünmüş kalan başkent olma özelliğini halen koruyan Lefkoşa’nın tarihidir Asmaaltı.

Arasta, Büyük Han, Bandabuliya, Kumarcılar Hanı gibi tarihi yerleri gezip, civarda bulunan esnaftan yoldan geçen araçlar arasında alışveriş yapmak hiç de kolay olmuyor diyebiliriz.

Resme bu çerçeveden bakıldığı zaman iyi ve desteklenmesi gereken bir proje gibi duruyor. Ancak uygulamaya konulan projenin ciddi eksiklikleri olduğunu söyleyebiliriz.

Bu denli nitelikli ve yapısal değişiklikler öncesi yapılması gereken bir takım analizler olması gerekmektedir.

İlk olarak, toplu taşımacılığın olmadığı ve hemen her evde bir araba bulunduğun göz önünde bulundurulmalıydı. Bu bağlamda ortaya ilk olarak park yeri sorunu çıkıyor. Daha sonra, kapatılan yollara ilave yolların açılmaması öğlene kadar süren trafiğe ve ses kirliliğine neden oluyor. Bunun yanında ağır veya taşınmaz eşyalar satan esnaflar, içeriye araç giremediğinden benzer sıkıntılar yaşıyor.

Diğer bir taraftan, ambulans veya itfaiye gibi acil durumlar için hiçbir önlem alınmaması düşündürücü. Eğer herhangi bir bölge yayalaştırılacaksa bunun planlanması merkezini de içine alacak şekilde yapılması gerekmektedir.

Yaya trafiği,esnafların konumu, acil giriş-çıkış yolları, hattın dışında kalan bölgenin aksamaması gibi hususlar göz önünde bulundurulmadan girişilen proje, bu anlamda ciddi soru işaretleri yaratıyor.

Yolun  başını ve sonunu araçlara kapatarak bölgeyi yayalaştırmış olmuyorsunuz aksine bölgede bulunan insanları, çizdiğiniz sınırların içerisine hapsetmiş oluyorsunuz.

Daha önce benzer bir proje Lefkoşa’nın güneyini de içerisine alacak şekilde gündeme gelmişti. Zaten daha sonra Lefkoşa’nın Güney’i bunu başardı. Yani çok yakınımızda çalışan bir örnek var. Demek ki doğru planlama ile sağlıklı yaya yoluna ulaşabiliriz.

Bu projenin sağlıklı ilerleyebilmesi için ilk olarak bölge halkının sesine kulak verip sıkıntılarını dinlemek, daha sonra  atılacak yeni adımlarla projenin yaşanılabilir hale getirilmesi gerekmektedir.

Mustafa Batak

Baraka Kültür Merkezi Aktivisti

Be the first to comment

Leave a Reply